endişe
Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2429ana kullanım
endişe = kaygı [eski terim - öz Türkçe]
endişe = kuşku [eski terim - öz Türkçe]
endişe = tasa [eski terim - öz Türkçe]
endişe = anksiyete [öz Türkçe - eski terim]
ENDİŞE = (endişe nedir; endişe ne demek; endişe İngilizcesi) 1. Düşünce: «Hiç olmazsa kızının okuma masraflarını çıkarmak endişesiyle yukarıdaki odalardan birini kiraya vermeyi düşünmüşlerdi.» - = K. Bilbaşar. 2. Tasa, kaygı: «Bir kayıkta boş kalan son yere atlayıp Galata'ya geçerken kafası hem umut hem de endişeyle doluydu.» - = İ. O. Anar. 3. Kuşku. 4. Korku.
ilgili sözler / related words
-den endişe etmek
bir şey için endişe etmek
bir şeyden endişe etmek
boşuna endişe etme
büyük korku ve endişe içinde
çok endişe duyuyor
çok endişe verici durum
derin endişe ile
endişe bozukluğu
endişe duyan
endişe duymadan
endişe duymak
endişe düzeyinde okuma
endişe eden
endişe ederek
endişe etme
endişe etmek
endişe etmemek
endişe etmeye gerek yok
endişe etmeyin
endişe içinde
endişe içinde kıvranmak
endişe içinde olmak
endişe ile
endişe kaynağı
endişe nedeni
endişe ve sabırsızlıkla beklemek
endişe veren
endişe verice
endişe verici
endişe verici bir belirsizlik
endişe verici haber
endişe verici haberler
endişe vermek
endişe veya korku içinde olmak
endişe ya da korku içinde olmak
endişe ya da korkudan kurtarma
güçlü endişe
hakkında endişe ediyorum
hayatından endişe duyan
için endişe etmek
içtimai endişe
itiraf etmeliyim ki- bundan endişe duyuyorum
kaygı endişe
merak endişe içinde
olup olmayacağından endişe etmemem gerek
sizin endişe sebebinizi anlıyorum
sürekli endişe
yiyip bitiren endişe
zenginlik, insana endişe ve korku getirir
