Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3135büyütmek = agrandisman etmek [öz Türkçe - eski terim]
büyütmek = izam etmek [öz Türkçe - eski terim]
BÜYÜTMEK = (büyütmek nedir; büyütmek ne demek; büyütmek İngilizcesi) 1. Büyük duruma getirmek, genişletmek: «Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil.» -N. Hikmet. 2. Yetiştirmek, bakmak: «Beni doğuran, emziren, büyüten anacığımı bunlara değiştim.» -E. Şafak. 3. mec. Abartmak, mübalağa etmek: «Bir ara yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti.» -R. H. Karay.
ilgili sözler / related words