İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 7670 BOOM = [bu: m] noun
1 den. seren
2 gümbürtü * eşanlamlı : thunder, roar
İngilizce örnek : The fireworks at the parade made a loud boom.
Türkçe çevirisi : Geçit törenindeki havai fişekler büyük bir gümbürtü yaptı.
3 hızlı büyüme, artış, yükseliş * eşanlamlı : rise, increase, development, prosperity * karşıtanlamlı : recession, decline
İngilizce örnek : Mobile phone industry is having a boom at present.
Türkçe çevirisi : Cep telefonu endüstrisi şu anda yükselişte.
¤ verb
1 gümbürdemek * eşanlamlı : thunder, roar
İngilizce örnek : The azan boomed out from the loudspeakers.
Türkçe çevirisi : Ezan hoparlörlerden gümbürdedi.
2 birden artmak * eşanlamlı : prosper, develop, increase, gain
İngilizce örnek : The tourism industry is booming in Turkey.
Türkçe çevirisi : Türkiye’de turizm endüstrisi artıyor.
ilgili sözler / related words