• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

increase

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 485

ana kullanım

INCREASE = [in'kri: s] verb
1 artmak, çoğalmak * eşanlamlı : enlarge, expand, swell, grow, extend, augment, lengthen, prolong, raise, intensify, multiply
İngilizce örnek : The economic co-operation between Turkey and Iran is increasing.
Türkçe çevirisi : Türkiye ile İran arasındaki ekonomik işbirliği artıyor.
İngilizce örnek : The number of foreign students in our school has increased in the last three years.
Türkçe çevirisi : Okulumuzdaki yabancı öğrenci sayısı son üç yıl içinde arttı.
İngilizce örnek : The price of meat increased remarkably.
Türkçe çevirisi : Etin fiyatı önemli ölçüde arttı.
2 artırmak, çoğaltmak * eşanlamlı : multiply, amplify, intensify, rise, mount, enlarge * karşıtanlamlı : decrease, lessen, shrink
İngilizce örnek : We are trying to increase the speed of service.
Türkçe çevirisi : Servis hızımızı artırmaya çalışıyoruz.
İngilizce örnek : Rail fares have been increased by 5%.
Türkçe çevirisi : Tren bileti ücretleri %5 oranında artırıldı.
İngilizce örnek : We increased the amount of money we spends on advertising.
Türkçe çevirisi : Reklama ayırdığımız para miktarını artırdık.
İngilizce örnek : The company has increased the publicity budget by 10%.
Türkçe çevirisi : Şirket reklam bütçesini %10 artırdı.
¤ noun
artış * eşanlamlı : growth, enlargement, expansion, extension, augmentation, rise * karşıtanlamlı : reduction, decrease, lessening
İngilizce örnek : The increase in population is so rapid.
Türkçe çevirisi : Nüfustaki artış çok hızlı.
İngilizce örnek : There has been a sharp increase in yoghurt prices.
Türkçe çevirisi : Yoğurt fiyatlarında keskin bir artış oldu.

1: 0 ms