• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

sustain

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 6146

SUSTAIN = [sı'steyn] verb
1 güçlü tutmak, güç vermek * eşanlamlı : support, uphold, carry, bear
2 uzun süre korumak, ayakta tutmak * eşanlamlı : maintain, keep up, continue
İngilizce örnek : His old-age pension is not adequate to sustain his wife and himself.
Türkçe çevirisi : Emekli aylığı karısını ve kendisini ayakta tutmaya (geçindirmeye) yeterli değil.
3 (acı, vb) çekmek, uğramak, maruz kalmak * eşanlamlı : suffer, endure, withstand
İngilizce örnek : Luckily the ship did not sustain any damage.
Türkçe çevirisi : Allahtan gemi hiç hasar görmedi.
İngilizce örnek : Several buildings sustained damage from the earthquake.
Türkçe çevirisi : Birçok bina depremden hasar gördü.
İngilizce örnek : The car driver sustained serious injuries in the crash.
Türkçe çevirisi : Araba sürücüsü kazada ciddi yara aldı.
İngilizce örnek : The factory sustained heavy damage in the fire.
Türkçe çevirisi : Fabrika yangında ağır hasar gördü.
İngilizce örnek : The two cars collided head on; both drivers sustained serious internal injuries.
Türkçe çevirisi : İki araba kafa kafaya çarpıştı; her iki sürücü de ciddi iç yaralanmalara maruz kaldı.

1: 0 ms