Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 606UĞRAMAK = (uğramak nedir; uğramak ne demek; uğramak İngilizcesi) 1. Tesadüf etmek, raslamak, rast gelmek. 2. Karşılaşıp geçmek, uzaklaşmak. 3. Üstüne varmak, birden hücum etmek, saldırmak.
UĞRAMAK = (uğramak nedir; uğramak ne demek; uğramak İngilizcesi) 1. Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak: «Karaya uğramak, her denizci gibi cinine gidiyordu.» -Halikarnas Balıkçısı. 2. Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek: «Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim.» -H. Taner. 3. Fırlayarak çıkmak, hızla çıkmak: «Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar.» -M. Ş. Esendal. 4. Kötü duruma konu olmak: «Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir.» -Atatürk. 5. Yaklaşmak: «Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı.» -Ö. Seyfettin. 6. hlk. Cin, peri çarpmak.
UĞRAMAK = (uğramak nedir; uğramak ne demek; uğramak İngilizcesi) Cine, şeytana çarpılmak.
UĞRAMAK = (uğramak nedir; uğramak ne demek; uğramak İngilizcesi) Hastalığa tutulmak: Çocuk sarılığa uğradı.
UĞRAMAK = (uğramak nedir; uğramak ne demek; uğramak İngilizcesi) Yerinden fırlayıp çıkmak: Gözleri dışarıya uğradı.
uğramak = duçar olmak [öz Türkçe - eski terim]
uğramak = giriftar olmak [öz Türkçe - eski terim]
uğramak = maruz kalmak [öz Türkçe - eski terim]
uğramak = dûçâr olmak [Türkçe - Osmanlıca]
uğramak = mübtela olmak [Türkçe - Osmanlıca]
uğramak = müptelâ olmak [Türkçe - Osmanlıca]
uğramak = mürûr eylemek [Türkçe - Osmanlıca]