Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2420BESLEMEK = (beslemek nedir; beslemek ne demek; beslemek İngilizcesi) 1. Yiyecek ve içeceğini sağlamak: «Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk.» -H. E. Adıvar. 2. Yedirmek: «Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti.» -H. E. Adıvar. 3. Semirtmek. 4. Eklemek, katmak, çoğaltmak: «Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı.» -N. Cumalı. 5. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek: «Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık.» -R. N. Güntekin. 6. Yetiştirmek: «Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!» -H. Taner. 7. mec. Bir duyguyu gönülde yaşatmak: «Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi.» -Y. K. Beyatlı. 8. mec. Maddi yardım yapmak, desteklemek.
beslemek = perverde etmek [Türkçe - Osmanlıca]
beslemek = tağdiye etmek [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words