• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

alıkoymak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 5134

eylem / verb – law

ALIKOYMAK = (alıkoymak nedir; alıkoymak ne demek; alıkoymak İngilizcesi) 1. Bir süre için bir yerde tutmak: Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu. 2. (-den) Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak: «Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit'ten bahsediyordu.» -R. N. Güntekin. 3. Ayırıp saklamak: Bu kitabı sizin için alıkoydum. 4. (-den) Yoksun bırakmak: «İlk iki karım beni dalmış olduğum macera âleminden bir adım alıkoymamıştılar.» -H. R. Gürpınar. 5. (-i, -den) Mâni olmak, engel olmak: «Zalimi zulmetmekten alıkoyarsan kardeşlik hakkını yerine getirmiş olursun.» -N. F. Kısakürek.

alıkoymak = men' etmek [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

1: 1 ms