• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

small

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 172

SMALL = [smo: l] adjective
1 küçük, ufak * eşanlamlı : little, tiny, miniature * karşıtanlamlı : big, large
İngilizce örnek : They live in a small house near the coast.
Türkçe çevirisi : Sahil yakınında küçük bir evde yaşıyorlar.
İngilizce örnek : This flat is too small for three people.
Türkçe çevirisi : Bu daire üç kişi için çok küçük.
İngilizce örnek : The baby has very small feet.
Türkçe çevirisi : Bebeğin çok küçük ayakları var.
İngilizce örnek : These molecules are so small (that) we can't see them with the naked eye.
Türkçe çevirisi : Bu moleküller o kadar küçüktür ki onları çıplak gözle göremeyiz.
2 önemsiz, ufak * eşanlamlı : unimportant, trivial, minor, insignificant
İngilizce örnek : He has made a small mistake.
Türkçe çevirisi : Ufak bir hata yaptı.
* small change = bozuk para
* small intestine = incebağırsak
* small talk = sohbet, laklak, muhabbet

1: 7 ms