Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 266arka = dorsal [öz Türkçe - eski terim]
arka = dorsum [öz Türkçe - eski terim]
arka = iltimas [öz Türkçe - eski terim]
arka = mabat [öz Türkçe - eski terim]
arka = posterior [öz Türkçe - eski terim]
arka = posteriyor [öz Türkçe - eski terim]
ARKA = (arka nedir; arka ne demek; arka İngilizcesi) 1. Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı: «Evin arkasında dekorlar boyarlardı.» -A. Ağaoğlu. 2. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi: Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3. Geri kalan bölüm: Masalın arkası. Yazının arkası. 4. Art, peş. 5. Otururken sırtın dayandığı yer: «Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu.» -T. Buğra. 6. İnsanın vücudu, bedeni: «Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı.» -R. H. Karay. 7. sf. Arkada olan, arkada bulunan. 8. mec. Kayıran, destekleyen: «Memur olmak için büyük bir arka gerek.» -H. R. Gürpınar. 9. mec. Geçmiş, geride kalmış zaman: «Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti.» -Y. K. Beyatlı.
ARKA = (arka nedir; arka ne demek; arka İngilizcesi) Bir organizmanın arka kısmı; bir organ veya yapının arka kısmı. Posteriyor, art.
ARKA = (arka nedir; arka ne demek; arka İngilizcesi) Kabak, hıyar gibi bitkilerin kol salması için tarlada boş bırakılan yer: Kabağın arkasını güzel çapala.
ARKA = (arka nedir; arka ne demek; arka İngilizcesi) Köy evlerinin bahçeye bakan yönündeki dar balkon.
ARKA = (arka nedir; arka ne demek; arka İngilizcesi) Sırta alınan yük: Benim arkayı iyi sarmamışsınız.
ARKA = (arka nedir; arka ne demek; arka İngilizcesi) Vücudun ortasından geçen çizginin sırt tarafında gösterdiği yön ve sırt yüzeyi.
ARKA = (arka nedir; arka ne demek; arka İngilizcesi) Zahîr, hâmi, yardımcı.
arka = akab [Türkçe - Osmanlıca]
arka = dübür [Türkçe - Osmanlıca]
arka = pes [Türkçe - Osmanlıca]
arka = püşt [Türkçe - Osmanlıca]
arka = zahr [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words