Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 192genç = civan [öz Türkçe - eski terim]
genç = juvenil [öz Türkçe - eski terim]
genç = jüvenil [öz Türkçe - eski terim]
GENÇ = (genç nedir; genç ne demek; genç İngilizcesi) (sinema, televizyon) 1. Genç rolüne çıkan oyuncu. 2. Genç oyuncu.
GENÇ = (genç nedir; genç ne demek; genç İngilizcesi) 1. Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı: «Eliyle işaret etti genç adama.» -A. Kulin. 2. Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan): Genç ağaç. Genç at. 3. Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç. 4. Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy. 5. mec. Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan: «Atatürk'ün tabutu arkasından ağlayan on beş milyon Türk'ün yaşadığı, genç Türkiye mutluydu.» -B. Felek.
genç = bernâ [Türkçe - Osmanlıca]
genç = bürnâ [Türkçe - Osmanlıca]
genç = cevân [Türkçe - Osmanlıca]
genç = civan [Türkçe - Osmanlıca]
genç = cüvân [Türkçe - Osmanlıca]
genç = cüvân [Türkçe - Osmanlıca]
genç = fetâ [Türkçe - Osmanlıca]
genç = gılmân [Türkçe - Osmanlıca]
genç = gulâm [Türkçe - Osmanlıca]
genç = nevcivan [Türkçe - Osmanlıca]
genç = tâze [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words