Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 993basit = kolay [eski terim - öz Türkçe]
basit = sıradan [eski terim - öz Türkçe]
basit = yalın [eski terim - öz Türkçe]
basit = yalınç [eski terim - öz Türkçe]
basit = simple [öz Türkçe - eski terim]
BASİT = (basit nedir; basit ne demek; basit İngilizcesi) 1. Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı: «İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana.» - N. F. Kısakürek. 2. Kolay: «En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi.» - H. Taner. 3. mec. Süssüz, gösterişsiz: «Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı.» - Gündüz. 4. mec. Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz: «Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi.» - R. N. Güntekin. 5. mec. Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan: «Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü.» - N. Cumalı.
basit = sâde [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words