Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4415bayağı = adi [öz Türkçe - eski terim]
bayağı = müptezel [öz Türkçe - eski terim]
bayağı = pespaye [öz Türkçe - eski terim]
bayağı = âdeta [öz Türkçe - eski terim]
BAYAĞI = (bayağı nedir; bayağı ne demek; bayağı İngilizcesi) 1. Aşağılık, pespaye: «Bütün hareketleri adi, kaba ve bayağı idi.» -Ö. Seyfettin. 2. Basit, adi, amiyane, banal: «Kardeşimi birdenbire çok bayağı buldum.» -P. Safa. 3. Herhangi bir özelliği olmayan, sıradan, alelade. 4. zf. (ba'yağı) Hemen hemen, âdeta: Bayağı kanacak gibi oldum. 5. zf. Gerçekten: «Bayağı, çocuk gibi sevinirim limonun yarısının durduğuna.» -S. F. Abasıyanık. «Çapkınlığı, çok iğrenç ve bayağı çapkınlık.» -M. Yesari. 6. zf. Oldukça, epey: «Hayır işlemeden geçen günü heder olmuş addederek bayağı canı sıkılır.» -E. E. Talu.
BAYAĞI = (bayağı nedir; bayağı ne demek; bayağı İngilizcesi) 1. Evvelki, eski, eskisi. 2. Eskisi gibi.
BAYAĞI = (bayağı nedir; bayağı ne demek; bayağı İngilizcesi) âdî, ale'l-âde (bk. olağan). ~ boyunluluk: âdî kefâlet. ~ ortaklık: âdî şirket.
BAYAĞI = (bayağı nedir; bayağı ne demek; bayağı İngilizcesi) Anlam özelliği ve sanat değeri olmayan söz, düşünce ve anlatış.
bayağı = alelâde [Türkçe - Osmanlıca]
bayağı = âmiyâne [Türkçe - Osmanlıca]
bayağı = süflî [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words