• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

havuz

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 2521

hekimlik

isim / noun

veterinerlik

HAVUZ = (havuz nedir; havuz ne demek; havuz İngilizcesi) Büyük gemilerin onarılmak için çekildikleri yer.

havuz = maslak [eski terim - öz Türkçe]

havuz = rezervuar [öz Türkçe - eski terim]

HAVUZ = (havuz nedir; havuz ne demek; havuz İngilizcesi) 1. İyice olgunlaşmadan kuruyan buğday, arpa vb. tahıllar: Bu yıl ekinler hep havuz kaldı. 2. Buğday arpa vb. tahıllar yıkanırken suyun üstüne çıkan kepek.

HAVUZ = (havuz nedir; havuz ne demek; havuz İngilizcesi) 1. Su biriktirme, yüzme, çevreyi güzelleştirme vb. amaçlarla altı ve yanları mermer, beton vb. şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genellikle üstü açık yer: «Ben havuzu seyrederken o giysileriyle içine dalardı.» - R. Mağden. 2. Kum, asit vb. konulan çukur yer: Kum havuzu. 3. den. Büyük gemilerin onarılmak için çekildikleri yer. 4. Bir amaç güdülerek farklı kaynaklardan gelen paranın ilgililere daha sonra paylaştırılmak üzere toplandığı belirli bir yer.

HAVUZ = (havuz nedir; havuz ne demek; havuz İngilizcesi) Hafız.

HAVUZ = (havuz nedir; havuz ne demek; havuz İngilizcesi) Su giriş ve çıkışı kontrol altında olan, suyu istenilen düzeyde ayarlanabilen, gerektiğinde tamamen kurutulabilen, balık üretimi amacıyla kullanılan, kullanım amacı ve yapım biçimine göre değişik biçimleri olan, doğal ve yapay yapı.

havuz = âbgîr [Türkçe - Osmanlıca]

havuz = havz [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms