• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

keen

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 5855

ana kullanım 1

KEEN = [ki: n] adjective
1 keskin, acı, sert * eşanlamlı : sharp, acute, piercing, cutting, biting, acid
İngilizce örnek : Be careful! That knife has a keen edge.
Türkçe çevirisi : Dikkatli ol! O bıçağın keskin bir ağzı var.
İngilizce örnek : His sight is very keen.
Türkçe çevirisi : Onun görüşü (gözleri) keskindir.
2 akıllı * eşanlamlı : shrewd, quick, clever * karşıtanlamlı : stupid, slow
* keen on = meraklı, hevesli, istekli, hasta
İngilizce örnek : I wasn't keen on going to the meeting.
Türkçe çevirisi : Toplantıya gitmeye istekli değildim.
İngilizce örnek : We were very keen on sailing.
Türkçe çevirisi : Yelkenli ile gezmeye çok hevesli idik.
İngilizce örnek : She's really keen on physical fitness.
Türkçe çevirisi : Formda kalmaya gerçekten çok düşkün.

1: 0 ms