• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

kadar

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 24

KADAR = (kadar nedir; kadar ne demek; kadar İngilizcesi) 1. Ölçüsünde, derecesinde: «Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir.» - S. F. Abasıyanık. 2. Büyüklüğünde, genişliğinde: Bacak kadar çocuk. Avuç içi kadar yer. 3. Dek: «Saat ona kadar sokaklarda gezdi.» - P. Safa. 4. Gibi: «İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur.» - S. F. Abasıyanık. 5. Denli: «Bu merdivenleri, yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır.» - Y. Z. Ortaç. 6. Süre belirten bir söz: «Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi.» - R. H. Karay. 7. zf. Miktarda, derecede: «İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor.» - H. E. Adıvar. 8. Gösterme sıfatlarından biriyle bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz: «Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu.» - F. R. Atay.

kadar = değin [eski terim - öz Türkçe]

kadar = dek [eski terim - öz Türkçe]

kadar = denli [eski terim - öz Türkçe]

kadar = ölçüde [eski terim - öz Türkçe]

kadar = tâ [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms