İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 13 FOR = [fı, fo: ] preposition
1 için, -e, -a
İngilizce örnek : Have you found a nice gift for her?
Türkçe çevirisi : Onun için iyi bir hediye buldun mu?
İngilizce örnek : What is this button for?
Türkçe çevirisi : Bu düğme ne için?
İngilizce örnek : Is there any message for me?
Türkçe çevirisi : Beni için bir mesaj var mı?
İngilizce örnek : My friends are coming for tea this afternoon.
Türkçe çevirisi : Bu öğleden sonra arkadaşlarım çaya geliyor.
2 adına, için
İngilizce örnek : I am really happy for her.
Türkçe çevirisi : Onun adına gerçekten sevindim.
3 uğruna
İngilizce örnek : We must fight for our country.
Türkçe çevirisi : Vatanımız uğruna savaşmalıyız.
4 lehine, lehinde
İngilizce örnek : How many people voted for Kemal Kılıçdaroğlu?
Türkçe çevirisi : Kemal Kılıçdaroğlu lehine kaç kişi oy verdi?
5 yüzünden, -den
İngilizce örnek : I couldn't sleep last night for the noise the people were making in the next room.
Türkçe çevirisi : Bitişik odadaki insanların yaptıkları gürültüden dün gece uyuyamadım.
6 karşılık
İngilizce örnek : We must remunerate him for his trouble.
Türkçe çevirisi : Emeğinin karşılığını vermeliyiz.
7 süresince, zarfında
İngilizce örnek : You can stay with us for a week.
Türkçe çevirisi : Bizimle bir hafta boyunca kalabilirsin.
8 yerine
9 karşın, rağmen
İngilizce örnek : For all its barking it's really a good-tempered dog.
Türkçe çevirisi : Bütün havlamalarına rağmen o gerçekten iyi huylu bir köpektir.
İngilizce örnek : He's not very generous, for all his wealth.
Türkçe çevirisi : Bütün servetine rağmen çok cömert değil.
İngilizce örnek : For all the good harvest, there has been a scarcity of corn.
Türkçe çevirisi : Bütün iyi rekolteye rağmen mısır kıtlığı oldu.
10 göre
İngilizce örnek : That boy is tall for his age.
Türkçe çevirisi : O oğlan yaşına göre uzun boylu.
İngilizce örnek : It is quite warm for December.
Türkçe çevirisi : Aralık ayı için oldukça sıcak.
¤ conjunction
çünkü, zira
İngilizce örnek : He is happy, for he enjoys his work.
Türkçe çevirisi : O mutlu çünkü işinden zevk alıyor.
İngilizce örnek : He must be very rich, for he spends a lot of money for his girlfriend.
Türkçe çevirisi : Çok zengin olmalı, zira kız arkadaşı için çok para harcıyor.
İngilizce örnek : She doesn't want any dessert, for she's on a diet.
Türkçe çevirisi : Hiç tatlı istemiyor, zira rejim yapıyor.
* for ever = sonsuza dek, ebediyen
İngilizce örnek : I remember that day for ever.
Türkçe çevirisi : O günü ebediyen hatırlıyorum.
FOR = (for nedir; for Türkçesi) “Free on Rail” için kısaltma. “Demiryolunda teslim” i ifade eden kargo satış terimi.
ilgili sözler / related words