İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 295 AROUND = [ı'raund] preposition
1 çevresin(d)e
İngilizce örnek : We sat around the fire.
Türkçe çevirisi : Ateşin etrafında oturduk.
İngilizce örnek : He put his arm around her waist.
Türkçe çevirisi : Kolunu onun beline attı.
2 dolayında, yakınında
İngilizce örnek : Are there any cheap places to eat around here?
Türkçe çevirisi : Buralarda bir yerde yemek yemek için ucuz bir yer var mı?
İngilizce örnek : Is it safe to walk around here at night?
Türkçe çevirisi : Buralarda geceleyin dolaşmak emniyetli midir?
3 ötesinde berisinde, sağında solunda, sağına soluna
İngilizce örnek : He walked around the park.
Türkçe çevirisi : Parkın sağında solunda dolaştı.
İngilizce örnek : The tourists walked around the town.
Türkçe çevirisi : Turistler şehri dolaştı.
4 sıralarında, sularında; yaklaşık
İngilizce örnek : Your son must be around my age.
Türkçe çevirisi : Oğlun yaklaşık benim yaşımda olmalı.
İngilizce örnek : I'll see him at around three o'clock.
Türkçe çevirisi : Onu saat üç sularında göreceğim.
İngilizce örnek : She earns around 1000 dollars a month.
Türkçe çevirisi : Ayda aşağı yukarı 1000 dolar kazanıyor.
İngilizce örnek : Around twenty people were present at the meeting.
Türkçe çevirisi : Toplantıda aşağı yukarı yirmi kişi vardı.
¤ adverb
1 çevrede, ortalıkta
İngilizce örnek : ‘Where are the children?’ ‘They must be somewhere around.’
Türkçe çevirisi : ‘Çocuklar nerede?’ ‘Buralarda bir yerde olmalılar.’
2 her yanına, çevresine
3 ötede beride, öteye beriye
İngilizce örnek : Children usually rush around.
Türkçe çevirisi : Çocuklar genellikle (sağa sola) koşuşturur.
4 aşağı yukarı, yaklaşık
5 arkaya, geriye
* all around = çepçevre, dört yandan
* have been around = çok deneyimli olmak, görmüş geçirmiş olmak
* up and around = hastalıktan kalkmış, iyileşmiş
ilgili sözler / related words