• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

common

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 282

kentbilim

COMMON = ['komın] adjective
1 ortak, genel * eşanlamlı : communal, joint, shared * karşıtanlamlı : separate, different
İngilizce örnek : These problems are common to all big cities.
Türkçe çevirisi : Bu sorunlar, bütün büyük şehirlerin ortak sorunları.
2 sıradan * eşanlamlı : ordinary, usual, average, standard, regular, customary * karşıtanlamlı : rare
İngilizce örnek : The army members have much higher salaries than the common people.
Türkçe çevirisi : Ordu üyeleri, sıradan halktan çok daha yüksek maaş alıyor.
3 kaba, adi, sıradan * eşanlamlı : impolite, vulgar * karşıtanlamlı : polite, kind
İngilizce örnek : She is so common!
Türkçe çevirisi : O çok adi!
4 yaygın, bilinen * eşanlamlı : spread, general, familiar, popular
İngilizce örnek : Cholera is not common any longer.
Türkçe çevirisi : Kolera artık yaygın değil.
İngilizce örnek : Are arranged marriages still common in Turkey?
Türkçe çevirisi : Görücü usulü evlilik hâlâ Türkiye’de yaygın mı?
¤ noun
1 halka açık yeşil alan, park
2 ortak, müşterek
* Common Market = Ortak Pazar
* common noun = dilb. cins ismi
* common rights = insan hakları
* common sense = sağduyu
İngilizce örnek : His common sense told him that he should have acted differently.
Türkçe çevirisi : Sağduyusu ona farklı bir şekilde hareket etmesi gerektiğini söyledi.
* have sth in common (with) = ortak yönü olmak
İngilizce örnek : They have many interests in common.
Türkçe çevirisi : Ortak birçok ilgi alanları var.
İngilizce örnek : They love each other although they don't have enough in common.
Türkçe çevirisi : Yeterince ortak yanları olmamasına karşın birbirlerini seviyorlar.

1: 0 ms