Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 765boy = kabile [öz Türkçe - eski terim]
boy = kamet [öz Türkçe - eski terim]
boy = klan [öz Türkçe - eski terim]
boy = magnitüd [öz Türkçe - eski terim]
boy = magnitüt [öz Türkçe - eski terim]
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) 1. Dede Korkut'ta öykülerden her biri ("Boy boyladı, soy sovladı. Bu boy senin olsun dedi" biçimlerinde geçer). 2. Bir halk öyküsünün değişik söylenişlerinden her biri. Köroğlu öyküsünün 24 boyu vardır.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) 1. Yem olarak kullanılan, çemen yapılan burçağa benzer bir tahıl çeşidi. 2. Çökeleğe katılan kokulu bir ot.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) a. 1. Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık: «Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi.» -Ö. Seyfettin. 2. Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, en, genişlik karşıtı: Kitabın boyu. Tablonun boyu. 3. Uzunluk: Yılanın boyu. 4. Kumaş için ölçü: Bu elbiseye iki boy yeter.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Aman, usandım anlamına gelir.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Aynı dili konuşan ve başka ekin öğelerini de paylaşan birkaç oymaktan, obadan, soptan kurulu ilkel toplum.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Bağlı oldukları atasoyla birlikte aynı düşsel atadan türediklerine inanmanın bir sonucu olarak birbirlerini kansal akraba sayan, bu nedenle aralarında evlenmeyip dışevlilik yapan, tüm toplumsal ve ekonomik ilişkilerini tekyanlı akrabalık adı verilen babayanlı ya da anayanlı yöntemlerden birine uygulamak zorunluğunda bulunan bireylerin oluşturduğu geleneksel toplum, bk. atasoy, içevlilik, dışevlilik, tekyanlı akrabalık, babayanlı akrabalık, krş. ikiyanlı akrabalık.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Beden, vücut.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Bir aşiretin kollarından her biri.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Derece, mertebe, ayar.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Herhangi bir veri öğesinin ya da veri yapısının uzunluğu, örn. tutanak boyu; uzunluk.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) karşıtı: «Burası hangar genişliğinde bir üst kat.» -A. Ümit.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Parça, kere, miktar: Biboy geldim bulamadım.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Sinema 1. Herhangi bir filmin, iki kenarı arasında kalan uzunlukla yani eniyle belirtilen büyüklüğü. (Belli başlı film boyları şunlardır: 8 mm, büyük 8, 9,5 mm, 16 mm, 35 mm, 70 mm. Film alıcı ve göstericileri de bu boylara göre belirlenir). TV. 2. Bir televizyon almacının, görüntülüğünün köşegen uzunluğuyla belirtilen büyüklüğü. (Bugüne değin ölçün bir televizyon boyu belirlenmemiştir. Çeşitli ülkelerde, genellikle en küçükten en büyüğe doğru sıralanan başlıca boylar (köşegen uzunlukları) şöyledir: 7,5 cm, 13 cm, 28 cm, 32 cm, 36 cm, 41 cm, 43 cm, 44 cm, 48 cm, 51 cm, 59 cm, 61 cm, 63 cm, 65 cm. Bu boylar, genellikle, cep televizyonu, el televizyonu, taşınabilir televizyon, salon televizyonu olarak kümelendirilir. En çok kullanılan boylar 44 cm, 51 cm, 59 cm, 61 cm'dir).
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Şaşma, korku, pişmanlık, beğenmeme, öfke, acıma bildirir ünlem.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Tohumu pastırma çemeninin yapılmasında kullanılan bir bitki.
BOY = (boy nedir; boy ne demek; boy İngilizcesi) Yağlı güreşte ve karakucakta güreşçinin ağırlığına, gücüne, tekniğine ve yaşına göre güreşmesi gereken bölüm.
boy = bâlâ [Türkçe - Osmanlıca]
boy = kabîle [Türkçe - Osmanlıca]
boy = kad [Türkçe - Osmanlıca]
boy = kadd [Türkçe - Osmanlıca]
boy = kâmet [Türkçe - Osmanlıca]
BOY nasıl okunur, okunuşu /boy/ isim
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1038 BOY = [boy] noun
1 erkek çocuk, oğlan * eşanlamlı : lad, youth, kid
İngilizce örnek : He is a very naughty boy.
Türkçe çevirisi : O çok yaramaz bir oğlan.
İngilizce örnek : We have got four children – three boys and a girl.
Türkçe çevirisi : Dört çocuğumuz var –üç oğlan bir kız.
2 oğul
İngilizce örnek : How old is their little boy now?
Türkçe çevirisi : Şimdi onların küçük oğlu kaç yaşında?
ilgili sözler / related words