İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1701 EDGE = [ec] noun
1 kenar, uç * eşanlamlı : border, rim, lip, margin, fringe, threshold, side, boundary * karşıtanlamlı : centre
İngilizce örnek : He leaned on the edge of the table.
Türkçe çevirisi : Masanın kenarına yaslandı.
İngilizce örnek : Don’t stand on the edge of the cliff!
Türkçe çevirisi : Uçurumun kenarında durma!
İngilizce örnek : The middle part of the picture was in good order, but it was torn at the edge.
Türkçe çevirisi : Resmin orta kısmı iyi durumdaydı ama kenarı yırtılmıştı.
2 ağız, keskin kenar, yalman
İngilizce örnek : This razor has a sharp edge.
Türkçe çevirisi : Bu tıraş bıçağını keskin ağzı var.
¤ verb
1 kenar yapmak * eşanlamlı : trim, bind, border, fringe
2 kenardan yavaş yavaş ilerlemek * eşanlamlı : creep, inch, sidle, move little by little
* be on the edge = sinirli olmak
* have the edge on = -den üstün olmak
ilgili sözler / related words