• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

yutmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 4182

eylem / verb – biology

YUTMAK = (yutmak nedir; yutmak ne demek; yutmak İngilizcesi) (-i) 1. Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek. 2. Tam ve doğru söylememek: Bazı heceleri yutuyor. 3. mec. İnanmak, aldanmak, kanmak: «Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz.» -S. M. Alus. 4. mec. Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek. 5. mec. İyice, eksiksiz olarak öğrenmek: «Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu.» -Y. K. Karaosmanoğlu. 6. mec. Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak: «Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor.» -M. Ş. Esendal. 7. tkz. Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak: Ben bu ağır sözleri yutmam.

YUTMAK = (yutmak nedir; yutmak ne demek; yutmak İngilizcesi) (-i) 1. Haksız olarak kendine mal etmek, zorbalıkla elinden almak: «Sakarya'nın doğusunda Türk Ordusu da kıvrılarak bu canavarın Ankara'yı yutmasına mâni olmaya çalışıyordu.» -H. E. Adıvar. 2. Oyunda bir şey kazanmak.

YUTMAK = (yutmak nedir; yutmak ne demek; yutmak İngilizcesi) Hazmetmek, dışarı vurmamak, içinde bırakmak.

YUTMAK = (yutmak nedir; yutmak ne demek; yutmak İngilizcesi) Oyunda kazanmak.

YUTMAK = (yutmak nedir; yutmak ne demek; yutmak İngilizcesi) Ütmek, yenmek.

yutmak = fagosite etmek [öz Türkçe - eski terim]

yutmak = bel' etmek [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms