Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 453YALNIZ = (yalnız nedir; yalnız ne demek; yalnız İngilizcesi) 1. Yanında başkaları bulunmayan: Sokaktaki yalnız çocuk. 2. zf. (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak: «İki refik, sevgili arkadaşlarını yalnız bırakmak istemediler.» -A. H. Müftüoğlu. 3. zf. (ya'lnız) Yalnızca: «Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı.» -F. R. Atay. 4. bağ. Ama: Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz. 5. a. ruh b. Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi.
YALNIZ = (yalnız nedir; yalnız ne demek; yalnız İngilizcesi) Toplumsal ilişkilerden yoksun ya da yoksun bırakılan kişi.
yalnız = fakat [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = garip [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = ibaret [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = izole [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = mutlak [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = mücerret [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = münferit [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = münhasıran [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = sırf [öz Türkçe - eski terim]
yalnız = fakat [Türkçe - Osmanlıca]
yalnız = sırf [Türkçe - Osmanlıca]
yalnız = tenhâ [Türkçe - Osmanlıca]