Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3723güçlük = badire [öz Türkçe - eski terim]
güçlük = ket [öz Türkçe - eski terim]
güçlük = mania [öz Türkçe - eski terim]
güçlük = meşakkat [öz Türkçe - eski terim]
güçlük = müşkil [öz Türkçe - eski terim]
güçlük = müşkül [öz Türkçe - eski terim]
güçlük = müşkülat [öz Türkçe - eski terim]
GÜÇLÜK = (güçlük nedir; güçlük ne demek; güçlük İngilizcesi) 1. Zorluk: «Halk için, halkla beraber her güçlüğü yeneceğine inanarak dağlar gibi gürlüyor.» -E. C. Güney. 2. Ağır ve yorucu emek, zahmet, meşakkat: «Bir kere güçlük, ev bulmak ve eşya taşımak derdiyle başlar.» -B. Felek. 3. Engel, pürüz: «Güçlüklere bir başına da olsa karşı koyan insan, kuvvetli insan olmalı.» -O. V. Kanık.
GÜÇLÜK = (güçlük nedir; güçlük ne demek; güçlük İngilizcesi) Ağrı, tıkanıklık: Yüreğime bir güçlük çöktü.
GÜÇLÜK = (güçlük nedir; güçlük ne demek; güçlük İngilizcesi) Ücret, bedel: Güçlük işe göre verilir.
güçlük = meşakkat [Türkçe - Osmanlıca]
güçlük = su'ûbet [Türkçe - Osmanlıca]
güçlük = usr [Türkçe - Osmanlıca]
güçlük = usret [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words