• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

pressure

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 584

ana kullanım 06

ana kullanım 07

PRESSURE = ['preşı] noun
1 basınç, tazyik * eşanlamlı : constraint, force, compression, squeezing
İngilizce örnek : Check the pressure in the tyres before starting a journey.
Türkçe çevirisi : Seyahate (yola) çıkmadan önce lastiklerin basıncını kontrol et.
2 baskı, zorlama * eşanlamlı : obligation, compulsion, strain, obligation, oppression * karşıtanlamlı : relaxation
İngilizce örnek : I have been under a lot of pressure recently because of the work.
Türkçe çevirisi : Son zamanlarda iş nedeniyle çok baskı altındayım.
İngilizce örnek : Tennis players suffer from both physical and mental pressure.
Türkçe çevirisi : Tenis oyuncuları hem fiziksel hem de zihinsel baskıya maruzdur.
* high blood pressure = yüksek tansiyon
İngilizce örnek : He avoids eating too much salt because he has high blood pressure.
Türkçe çevirisi : Çok fazla tuz yemekten kaçınıyor çünkü yüksek tansiyonu var.
* pressure cooker = düdüklü tencere

PRESSURE = (pressure nedir; pressure Türkçesi) Meteorolojide, herhangi bir yerdeki birim alana atmosfer ağırlığının yarattığı kuvvet. Atmosfer basıncı veya barometrik basınç olarak ta bilinir. Herhangi bir noktadaki atmosfer basıncı denilince, bu nokta birim alan üzerinde dikey olarak uzanan havanın ağırlığı akla gelir. Standart atmosferde bu değer 760 mm.lik cıva sütununa eşittir.

1: 0 ms