• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

urge

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 6417

bilişim

hekimlik

ruhbilim

URGE = [ö: c] verb
1 (on) teşvik etmek * eşanlamlı : drive, push, force, press, impel, incite, provoke, spur, encourage * karşıtanlamlı : discourage
İngilizce örnek : The depression urged the government to take radical measures.
Türkçe çevirisi : Ekonomik bunalım hükümeti köklü önlemler almaya sevk etti.
2 ısrarla tavsiye etmek, telkin etmek
İngilizce örnek : He urged me to be careful.
Türkçe çevirisi : Dikkatli olmamı tavsiye etti.
¤ noun
dürtü, şiddetli istek, gereksinim * eşanlamlı : desire, wish, yearning, drive
İngilizce örnek : I have the urge to have a cold beer right now.
Türkçe çevirisi : Şu anda soğuk bir bira içmek için şiddetli istek duyuyorum.

1: 0 ms