• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

arzu

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1845

ad / noun

eski söz

iş dünyası

ruhbilim

arzu = dilek [eski terim - öz Türkçe]

arzu = istek [eski terim - öz Türkçe]

ARZU = (arzu nedir; arzu ne demek; arzu İngilizcesi) 1. İstek, dilek: «Zaten insanın en büyük hususiyeti, içinde bulunduğu hâlden kurtulma arzusudur.» - = M. Dranas. 2. Heves: «İçimde nice zamandan kalma bir arzu var.» - = İlhan.

ARZU = (arzu nedir; arzu ne demek; arzu İngilizcesi) dilek. ~ şartı: dilek koşulu (Wollensbedingung, condition purement potestative) (bk. sırf irâdî şart).

arzu = dâiye [Türkçe - Osmanlıca]

arzu = emel [Türkçe - Osmanlıca]

arzu = kâm [Türkçe - Osmanlıca]

arzu = murâd [Türkçe - Osmanlıca]

arzu = temennî [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

-e çok arzu duymak -i çok arzu etmek -meyi çok arzu ediyorum -meyi çok arzu etmek arzu dinmez, rahat bilmez, arzu dolu arzu dolu bakış arzu dolu bakmak arzu duymak arzu ederek arzu ederseniz arzu edik noktanın dışına taşmak arzu edildiği kadar arzu edildiği kadar çok ve sık arzu edildiğinde arzu edilen arzu edilen baş arzu edilen biçimde arzu edilen değer arzu edilen durum arzu edilen etkiler arzu edilen genç kız arzu edilen içkiye limon suyu ve pudra şekerinin karıştırılması ile yapılan bir kokteyl arzu edilen içkiye sıcak su- şeker ve limon suyu karıştırılarak yapılan kokteyl arzu edilen miktarda arzu edilen seviyede arzu edilen şey arzu edilen yer sıfır noktası arzu edilenden çok uzak arzu edilince arzu edilir arzu edilirlik arzu edilirse arzu edilme arzu edilmemiş arzu edilmeyen arzu edilmeyen oranlar arzu edilmeyen riziko arzu etmek arzu etmemek arzu etmiş arzu ettiği kadar arzu ettiğiniz gibi arzu ile ilgili arzu olunduğu gibi arzu otu arzu uyandıran arzu uyandırma arzu üzerine arzu ve temenni ifade eden kelimeler arzu zamanla beslenir bir şeye karşı duyulan arzu bir şeyi şiddetle arzu etmek büyük arzu candan arzu cinsel arzu cinsel arzu bozukluğu cinsel arzu bozuklukları cinsel arzu uyandıran cinsel arzu uyandırmak cinsel arzu yokluğu çok arzu etmek dayanılmaz arzu delice arzu geçici arzu gönülden arzu güçlü arzu hangi sebze yemeğini arzu edersiniz kin- arzu veya hırsla gözünü dikip bakmak kuvvetli arzu motor kontrollarmm arzu edilmeyen hareketini önleyen bir cihaz nasıl arzu ederseniz nasıl arzu edersiniz ne arzu edersiniz ne arzu edersiniz? ne renk arzu etmiştiniz ne yemeyi arzu edersiniz nereye gitmeyi arzu ediyorsunuz seninle görünmeyi arzu etmiyorum son arzu sonunda belli veya arzu edilen bir sonuç vermek şayanı arzu şayanı arzu olma şehvetle arzu etmek şiddetle arzu etmek şiddetli arzu uçuşta uçağın bir yandan diğer yana arzu edilmeyen hareketi veya arzu etmek yanında çorba veya salata arzu eder misiniz yapmayı çok arzu etmek zapt edilmiş arzu

1: 0 ms