Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 739DOLDURMAK = (doldurmak nedir; doldurmak ne demek; doldurmak İngilizcesi) 1. Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek: «Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu.» -A. Ağaoğlu. 2. Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek. 3. (nsz) Ateşli silahların içine mermi sürmek: «İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular.» -F. R. Atay. 4. (nsz) Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak: «Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı.» -Ö. Seyfettin. 5. Yaşını, yılını bitirmek: «Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı.» -O. V. Kanık. 6. Ses, koku yayılıp kaplamak: «Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu.» -S. F. Abasıyanık. 7. Belirli bir süreyi kaplamak, almak: «Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti.» -A. Kutlu. 8. (-le) mec. Canlılık kazandırmak: «Evi sade sesiyle değil, vücudu ile de doldurdu.» -H. Taner. 9. mec. Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek: «Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular.» -Y. K. Karaosmanoğlu.
DOLDURMAK = (doldurmak nedir; doldurmak ne demek; doldurmak İngilizcesi) bk. damga doldurmak.
DOLDURMAK = (doldurmak nedir; doldurmak ne demek; doldurmak İngilizcesi) Yalan sözler, dedikodu ile bir kimseyi bir başkası aleyhine kışkırtmak.
ilgili sözler / related words