• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

belirsiz

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 4273

deyim / idiom

deyim / idiom – British – British

belirsiz = gayrimuayyen [öz Türkçe - eski terim]

belirsiz = meçhul [öz Türkçe - eski terim]

belirsiz = müphem [öz Türkçe - eski terim]

belirsiz = undetermine [öz Türkçe - eski terim]

BELİRSİZ = (belirsiz nedir; belirsiz ne demek; belirsiz İngilizcesi) 1. Belirli olmayan, belgisiz, gayrimuayyen, vuzuhsuz: «Şimdi galiba belirsiz bir yerde bir esere çalışıyor.» -N. F. Kısakürek. 2. Niteliği hakkında tam bir bilgi edinilemeyen, müphem: «Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan, silik ve belirsiz sesi işitti.» -P. Safa. 3. Bilinmeyen, meçhul: «Küçük bir ekmek parçası üstüne konmuş ne olduğu belirsiz yeşilliklerle yapılmış salata kendisine uzatılıyormuş.» -A. Kutlu.

BELİRSİZ = (belirsiz nedir; belirsiz ne demek; belirsiz İngilizcesi) bk. bulanık.

belirsiz = gayr-i muayyen [Türkçe - Osmanlıca]

belirsiz = mübhem [Türkçe - Osmanlıca]

belirsiz = müphem [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

adı belirsiz adı sanı belirsiz adı sanı belirsiz olmak anlamı belirsiz belirli belirsiz belirsiz (dikiş) belirsiz (fikir) belirsiz (ses) belirsiz (zaman) belirsiz adıl belirsiz akış yönü belirsiz anlamlı belirsiz anlamlılık belirsiz arıza kodu belirsiz artikel belirsiz beti belirsiz betim belirsiz biçimler belirsiz bir gülümseme belirsiz bir şekil belirsiz bir şekilde belirsiz bir tarihe ertelemek belirsiz bir tarihe kadar belirsiz bir zamanda belirsiz büyük sayı belirsiz cinsiyet belirsiz çil bölge belirsiz çil bölgeli döküm belirsiz çilli merdane belirsiz dağılım belirsiz davranma belirsiz değerlilik belirsiz denklemler belirsiz durum belirsiz durumda belirsiz entegral belirsiz erişimli belirsiz geçmiş belirsiz geçmiş kipi belirsiz geçmiş zaman belirsiz hal belirsiz halk sağlığı tehdidi belirsiz hata belirsiz hipotez belirsiz ışık belirsiz iç çarpım uzayları belirsiz ifadeler belirsiz integral belirsiz ipotek belirsiz katsayılar belirsiz katsayılar yöntemi belirsiz kayalık belirsiz konuşan belirsiz konuşma belirsiz konuşmak belirsiz koşullu belirsiz mantık belirsiz miktar belirsiz olarak belirsiz olay belirsiz olmak belirsiz oluş belirsiz ömür belirsiz önsel belirsiz özne belirsiz renkte belirsiz safsızlıklar belirsiz sayı belirsiz sınır belirsiz sinyal belirsiz soru belirsiz süre belirsiz süre için depolama belirsiz süreksizlik belirsiz süreli belirsiz süreli iş sözleşmesi belirsiz şekil belirsiz şekiller belirsiz şey belirsiz şüpheli belirsiz tanımlık belirsiz toplum sağlığı tehlikesi belirsiz uyaran belirsiz uyarıcı belirsiz ve tam olmayan belirsiz yanıt belirsiz zamir belli belirsiz belli belirsiz (ses, gürültü) belli belirsiz bir gülümseme belli belirsiz görünmek belli belirsiz his belli belirsiz şey bir konunun belirsiz bölümü boyutları belirsiz fiyatı belirsiz gelecekte belirsiz bir zaman günü belirsiz izi belirsiz olmak karaltı gibi belirsiz görünmek karaltı gibi belli belirsiz görünmek kim olduğu belirsiz kimliği belirsiz kimliği belirsiz uçak kimliği belirsiz uçan cisim miktarı belirsiz miktarı belirsiz anlaşma motor devir sensörü/müşiri belirsiz sinyal ne idiği belirsiz ne idüğü belirsiz ne olduğu belirsiz nedeni belirsiz hematüri objektifin belirsiz iz dairesi sahibi belirsiz eşya sahibi belirsiz mal sarf şekli belirsiz seçenekler belirsiz sonu belirsiz iş sonucu belirsiz girişim statiği belirsiz yapılar statik olarak belirsiz statikçe belirsiz süresi belirsiz süresi belirsiz iş sözleşmesi süresi belirsiz ve suçlunun tutumuna bağlı olan hapis cezası teslim zamanı belirsiz sözleşme tutarı belirsiz maliyet veya uğraşılar uzak geçmişte belirsiz bir gün yayın saati belirsiz tv reklam siparişi yeri belirsiz tür yeri yurdu belirsiz yeri yurdu belirsiz kimse yetişme ortamları belirsiz bitkiler

1: 7 ms