• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

loose

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 3387

LOOSE = [lu: s] adjective
1 bağsız, serbest, başıboş * eşanlamlı : free, unconfined, untied, unfastened, undone, movable * karşıtanlamlı : secure, fastened, tied
İngilizce örnek : There were some monkeys loose in the streets.
Türkçe çevirisi : Sokakta başıboş birkaç maymun vardı.
İngilizce örnek : He used his sword to cut her loose.
Türkçe çevirisi : Onun iplerini kesip serbest bırakmak için kılıcını kullandı.
2 gevşek, sıkı olmayan * eşanlamlı : slack, lax, relaxed, baggy, sloppy * karşıtanlamlı : tight
İngilizce örnek : This screw is loose.
Türkçe çevirisi : Bu vida gevşek.
İngilizce örnek : Be careful! Your license plate is loose.
Türkçe çevirisi : Dikkatli ol! Araba plakan gevşek.
İngilizce örnek : The belt felt too loose around his waist.
Türkçe çevirisi : Belindeki kemer çok gevşekti.
İngilizce örnek : Tie it tight; we don't want it to come loose.
Türkçe çevirisi : Onu sımsıkı bağla, onun (gevşeyip) açılmasını istemiyoruz.
3 dağınık
İngilizce örnek : Her hair was hanging loose about her shoulders.
Türkçe çevirisi : Saçı omuzlarına dökülmüştü.
4 (giysi) bol
İngilizce örnek : I like to wear loose clothing.
Türkçe çevirisi : Bol (dökümlü) kıyafet giymekten hoşlanıyorum.
5 şüpheli * eşanlamlı : vague, indefinite, imprecise, inexact * karşıtanlamlı : precise
6 hafifmeşrep
* get/become loose = 1 gevşemek
2 sallanmak
3 çözülmek
* let loose = serbest bırakmak
İngilizce örnek : Don’t come closer, or I will let the dog loose.
Türkçe çevirisi : Yaklaşma yoksa köpeği serbest bırakırım.

LOOSE = (loose nedir; loose Türkçesi) Ambalajsız, paketlenmemiş mal.

1: 3 ms