sight
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1557ana kullanım 1
ana kullanım 2
SIGHT = [sayt] noun
1 görme, görüş * eşanlamlı : vision, eyesight, seeing
İngilizce örnek : Some people faint at the sight of blood.
Türkçe çevirisi : Bazı insanlar kan görünce bayılır.
İngilizce örnek : The sight of blood caused her to faint.
Türkçe çevirisi : Kan görüntüsü onun bayılmasına yol açtı.
İngilizce örnek : At last, the bridge is within sight!
Türkçe çevirisi : Sonunda köprü göründü!
2 manzara, görünüş * eşanlamlı : view, scene
İngilizce örnek : The historic site was a marvellous sight at sunset.
Türkçe çevirisi : Tarihi sit alanı, günbatımında harika bir manzara oluşturuyordu.
İngilizce örnek : The sight of the cool water tempted us all to plunge in.
Türkçe çevirisi : Serin suyun görünüşü, hepimizi suya dalmaya teşvik etti.
3 nişangâh * eşanlamlı : eyesore
İngilizce örnek : A sniper's rifle has telescopic sights.
Türkçe çevirisi : Keskin nişancının tüfeğinde teleskopik nişangâh vardır.
* the sights = görülmeye değer yerler
* at first sight = ilk görüşte
İngilizce örnek : When Romeo met Juliet, it was love at first sight.
Türkçe çevirisi : Romeo ile Juliet karşılaştığı zaman, ilk görüşte aşk oluştu.
İngilizce örnek : When they met in Paris, they fell in love at first sight.
Türkçe çevirisi : Paris’te buluştukları zaman ilk görüşte âşık oldular.
* catch sight of = gözüne ilişmek
İngilizce örnek : I caught sight of the boat in the distance.
Türkçe çevirisi : Gemi uzakta gözüme ilişti.
* in sight = görünürde
İngilizce örnek : After a fortnight the shore came in sight.
Türkçe çevirisi : İki hafta sonra sahil göründü.
İngilizce örnek : When I ran out of petrol, I looked for help, but there wasn't another car in sight.
Türkçe çevirisi : Benzinim bitince yardım aradım ama görünürde başka bir araba yoktu.
İngilizce örnek : Is there a bus in sight?
Türkçe çevirisi : Görünürde bir otobüs var mı? (Bir otobüs görüyor musun?)
* lose sight of = gözden kaybetmek
* out of sight = gözden uzak
İngilizce örnek : They were out of sight in a minute.
Türkçe çevirisi : Bir dakika içinde gözden uzak oldular.
İngilizce örnek : We waved until the train was out of sight.
Türkçe çevirisi : Tren gözden uzak olana kadar (görünmeyene kadar) el salladık.
İngilizce örnek : Out of sight, out of mind.
Türkçe çevirisi : Gözden uzak olan gönülden de uzak olur.
