• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

göz

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 68

ad / noun 03

ad / noun 07

ad / noun 10

ad / noun 13

ad / noun 15

ad / noun 16 – botany

ad / noun 17 – nautical

ad / noun 19 – archery

ad / noun 3

isim / noun – ophthalmology

sıfat / adjective

GÖZ = (göz nedir; göz ne demek; göz İngilizcesi) 1. Çok küçük budak. 2. Çekmece boşluğu.

GÖZ İLE YAPILAN TAMLAMALAR / EYE COLLOCATIONS

aç göz = hungry eye
altın rengi göz = golden eye
anlamsız göz = glazed eye
berrak göz = limpid eye
boncuk gibi göz = beady eye
bulanık göz = cloudy eye
büyük göz = big eye
büyük göz = heavy-lidded eye
cansız göz = glassy eye
cansız göz = lifeless eye
ciddi göz = solemn eye
çılgın göz = mad eye
çok yorgun göz = exhausted eye
çukur göz = hollow eye
çukur göz = sunken eye
delici göz = piercing eye
derin göz = deep eye
derin göz = deep-set eye
derinde olan göz = deep eye
derinde olan göz = deep-set eye
domuz göz = piggy eye
donuk göz = cold eye
donuk göz = glassy eye
düşük göz = hooded eye
duygulu göz = soulful eye
ela göz = hazel eye
endişeli göz = anxious eye
fırlak göz = protuberant eye
geniş açılmış göz = wide-set eye
görmeyen göz = unseeing eye
göz ameliyatı = eye operation
göz ameliyatı = eye surgery
göz bozukluğu = eye disorder
göz cerrahı = eye surgeon
göz çukuru = eye socket
göz damlası = eye drops
göz doktoru = eye doctor
göz enfeksiyonu = eye infection
göz hareketi = eye movement
göz hasarı = eye damage
göz hasarı = eye injury
göz hastalığı = eye disease
göz hastanesi = eye hospital
göz hizası = eye level
göz iltihabı = eye infection
göz kasları = eye muscles
göz koruması = eye protection
göz kusuru = eye defect
göz makyajı = eye make-up
göz muayenesi = eye examination
göz rahatsızlığı = eye complaint
göz seviyesi = eye level
göz sorunu = eye trouble
göz tedavisi = eye treatment
göz teması = eye contact
göz testi = eye test
göz uzmanı = eye specialist
göz yorgunluğu = eye strain
göz zedelenmesi = eye injury
hayranlıkla bakan göz = starry eye
içe işleyen göz = penetrating eye
içe işleyen göz = piercing eye
iri göz = huge eye
iri göz = large eye
ışık saçan göz = luminous eye
ışıl ışıl göz = brilliant eye
iyice ayrılmış göz = wide-apart eye
kabarık göz = puffy eye
kadifemsi göz = velvety eye
kahverengi göz = brown eye
kanlanmış göz = bloodshot eye
kara göz = dark eye
kehribar rengi göz = amber eye
kenarı kızarmış göz = red-rimmed eye
keskin göz = keen eye
keskin göz = sharp eye
kısık göz = narrowed eye
kızarmış göz = bleary eye
kızarmış göz = red eye
kocaman göz = enormous eye
kör göz = sightless eye
küçük göz = piggy eye
kuru göz = dry eye
mahsun göz = downcast eye
manalı göz = soulful eye
mavi göz = blue eye
meraklı göz = curious eye
meraklı göz = prying eye
miyop göz = short-sighted eye
nemli göz = moist eye
nezleli göz = rheumy eye
parlak göz = bright eye
parlak göz = clear eye
parlak göz = lustrous eye
parlak göz = sparkling eye
parlak ve yuvarlak göz = beady eye
puslu göz = misty eye
sağ göz = right eye
sarkık göz = baggy eye
sevecen göz = soft eye
şişkin göz = puffy eye
şişmiş göz = swollen eye
siyah halkalı göz = dark-ringed eye
soğuk göz = cold eye
sol göz = left eye
sönük göz = grey eye
sulanmış göz = bleary eye
sulu göz = liquid eye
sulu göz = watery eye
uykulu göz = sleepy eye
vakur göz = solemn eye
yarı kapalı göz = half-closed eye
yaşlı göz = tear-filled eye
yeşil göz = green eye
yorgun göz = tired eye
yorgun göz = weary eye
yumuşak göz = soft eye
zeki bakış = intelligent eye

göz = ayn [Türkçe - Osmanlıca]

göz = çeşm [Türkçe - Osmanlıca]

göz = dîde [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

-e bir göz atmak -e göz atmak -e göz dikmek -e göz gezdirmek -e göz kırpmak -e göz koymak -e göz kulak olmak -e göz ucuyla bakmak -e göz yummak -e kaş göz etmek -e şöyle bir göz atmak -i göz önünde bulundurmadan -i göz önünde tutmak -i göz önüne almak -ye göz dikmek açı destekli ön kamara göz içi lensi adipoz göz kapağı adipöz göz kapağı afrika göz solucanı ağa göz at ağa göz atmak ağır göz sendromu akçıl göz bebekli akiz göz tansiyonu akomodatif göz içi lensi alerjik göz halkası alet kullanmayan göz alt göz kapağı sulkusu alt göz kapağının düşmesi alt ve üst göz kapaklarının yanlarda birleşmesinden oluşan köşe ani göz ağrısı arı göz arka kamara göz içi lensi artı göz merceği asma şarjı-asma başına göz bırakma astigmat göz aşı kalemleri üzerinde bulunan ve göz aşılarının yapılmasında kullanılan göz ya da tomurcuk aşırı göz yaşarması atın başına geçirilen göz bağı atın göz siperi atların göz bağı atropin sülfat göz solüsyonu ayırıcı göz içi basınç testi aynı ise satır adını göz ardı et bağ göz kurdu bağ göz tırtılı bağlanmış göz aşısı basit göz basit göz yapısı olan basitleştirilmiş şematik göz baskın göz baskın olmayan göz baş dönmesi ve göz kararması baş göz etmek baş göz olmak başka bir ülke çıkarlarının göz önünde bulundurulması başkasının evine göz kulak olan kimse ben göz polikliniğine randevu almak istiyorum beyaz göz balığı biber göz kurdu bile bile göz yummak bileşik göz bir başa bir göz yeter bir fikri göz önünde tutmak bir göz atmak bir göz gezdirmek bir göz gülmek bir göz pencere camı bir hataya göz yummak, başka bir hataya davetiyedir bir şeye bile bile göz yummak bir şeye bir göz atmak bir şeye göz atmak bir şeye göz kulak olmak bir şeye göz yummak bir şeyi göz göre göre yapmak bir şeyi göz önüne almak bir şeyi şöyle bir göz gezdirmek birincil göz içi lenfoması birine göz etmek birine göz kırpmak birine kaş göz etmek birine şöyle bir göz atmak birini göz hapsinde tutmak birini göz ucu ile süzmek biriyle göz aşinalığı olmak biriyle göz tanışıklığı olmak biyonik göz boylamasına göz bebeği çapı boylamasına göz merceği çapı börtlek göz bulaşıcı bir göz hastalığı buna bir dakika göz atar mısın buna göz at buna göz atar mısın büeşik göz cam göz cilt altı hücresel dokunun gevşemesi eşliğinde üst göz kapaklarının derisinde atrofi görülmesi cn göz yaşartıcı gaz kutusu cogan göz kapağı seğirme bulgusu çabucak göz gezdirmek çadırda göz hapsi çekik göz çıkık göz çıplak göz çift katlı göz merceği çilek göz kurdu çocuğa göz kulak ol çocuklara göz kulak olmak çok daha ağır suçlara göz yumarken önemsiz bir şeye karşı çıkmak çok odaklı göz içi lensi dergiye acele göz gezdirmek dikey göz bebeği çapı dikey göz ekseni dikey göz merceği çapı dikkatle göz gezdirmek direkt göz kamaşması diskonjuge göz hareketi dişe diş, göze göz dolandırılmasına göz yumdu donuk göz dosyalara göz at dosyaya göz at dört göz dört göz iki gözden iyi görür durgun göz aşısı durum ve koşullar göz önüne alınırsa duygusal göz yaşarması dürbün vs nin göz merceği dürbünde göz merceği düşen göz kapağının cerrahi olarak tespit edilmesi edinilmiş göz tansiyonu edinsel göz tansiyonu ekmeğine göz koymak ela göz elektrikli göz elektriksel göz elektronik göz elma göz kurdu emetrop göz en üst göz eski göz ağrım eski göz ağrısı eski/ ilk göz ağrısı unutulmaz esprileri göz kamaştırdı eşik üzerindeki minimum göz yüksekliği etrafa göz atmak evaporatif kuru göz evde göz hapsi evine göz kulak olmak eye sağ göz fakik göz fakik göz içi lensi farede göz sinüsünden kan alımı fasetlerden oluşan bileşik göz fazla mal göz çıkarmaz fazla mal göz çıkartmaz fırlak göz fıstık göz kurdu fiyatı göz önüne alınırsa fotoiletken dedektör ışık iletken göz fotopik göz frontal göz bölgesi gece körü göz geçit göz geçmişe bir göz atmak geçmişe göz atmak genel olarak göz önüne almak geniş alanlı göz merceği genişlemiş göz bebeği sendromu gevşek göz kapağı sendromu gez göz gizlice göz kırpmak gizlice ya da göz ucuyla bakmak göz (peynir) göz abdüksiyonu göz acilleri göz açamamak göz açan şey göz açıcı göz açık göz açıklığı göz açıklığı/kapalılığı göz açıları göz açıp kapayana kadar göz açıp kapayıncaya dek göz açıp kapayıncaya kadar göz açmamak göz açtırmama göz açtırmamak göz açtırmayan göz ağacı göz ağrısı göz akı göz akı yangısı göz akı yumuşaması göz akım analizörü göz akım yazımı göz akımı göz akını kısmen çıkarma göz akının iğneyle delinmesi göz akıyla ilgili göz alabildiğince göz alabildiğine göz alabildiğine uzanan göz alabildiğine uzanmak göz alan şey göz aldanması göz aldatımı göz aldatması göz alerjisi göz alıcı göz alıcı bir şekilde göz alıcı gösteri göz alıcı güzellik göz alıcı şey göz alıcılık göz almak göz almaz göz altı deliği göz altı kanalı göz altı kremi göz altı siniri göz altı torbası göz altına alınma göz altına alma göz altında göz altında bulundurma göz altında bulundurmak göz altında bulunma göz altında tutmak göz altındaki kırışıklıklar göz altındaki morluk göz amiloidozu göz aralığı göz arası mesafesi göz ardı edildi göz ardı edilebilir faaliyetler göz ardı edilebilirlik göz ardı edilen göz ardı edilmiş göz ardı etmek göz ardı etmemek göz arkası ile ilgili göz arteri göz aşısı göz aşısı çeliği göz aşinalığı göz aşinalığı olmak göz at göz atardamarı göz atıcı göz atıvermek göz atma göz atma hatası göz atma oturumu göz atmak göz atmak (sayfalarına) göz ayar vidası göz aydına gitmek göz aynası göz bağalık göz bağı göz bağışı göz bağmak göz bandı göz bankası göz banyosu göz banyosu tozu göz banyosu yapmak göz baskınlığı göz baskınlık şeritleri göz başatlığı göz bazı göz bebeği göz bebeği büyümesi göz bebeği büzülümü göz bebeği eşitsizliği göz bebeği genişlemesine neden olan göz bebeği gibi sevmek göz bebeği ile ilgili göz bebeği küçülmesi göz bebeğinde genişleme göz bebeğine ait göz bebekleri denksizliği göz belleği göz biçiminde göz biçimli benek göz bilgini göz bilimci göz bilimi göz bilimsel uygulamalar göz boşluğu göz boyama göz boyama diplomasisi göz boyamaca göz boyamak göz boyası göz boyayan göz boyayıcı göz boyu göz boyutu göz bozukluğu göz bölümü göz bölümü boyutu göz büyüklüğü göz cam gibi olmak göz camı göz çanağı göz çapaklanması göz çarpan göz çarpma göz çeliği göz çengeli göz çevresi göz çevresi bakım kremi göz çevresi kırışıklığı göz çevresinde oluşan şişlik göz çıkarmak göz çıkıntısı göz çizeneği göz çözeltisi göz çukuru göz çukuru altı göz çukuru altı kemiği göz çukuru altında olan göz çukuru arka kenarı göz çukuru arkası mesafe göz çukuru boşluğu göz çukuru çapı göz çukuru ile ilgili göz çukuru ön kenarı göz çukuru üstünde bulunan göz çukuru üstündeki kemikli çıkıntı göz çukuruna ait göz çukuruna ilişkin göz çukurunu saran periost göz çukuruyla ilgili göz damlalığı göz damlası göz damlası almak isliyorum göz damlası çözeltisi göz damlası çözeltisi toz ve çözücüsü göz damlası emülsiyonu göz damlası hazırlama çözücüsü göz damlası istiyorum göz damlası süspansiyonu göz damlası süspansiyonu toz ve çözücüsü göz damlası tozu göz damlası, çözelti göz damlası, çözelti tozu ve çözücüsü göz damlası, çözeltilik toz göz damlası, katı asıltı göz damlası, katı asıltıluk toz göz damlası, sıvı asıltı göz damlası, yapılandırıcı çözücü göz dayanağı göz değme göz değme sağaltımı göz değmek göz değmesi göz dekonjestanı göz deliği göz demiri göz derinliği göz desenli şahin güvesi göz devimleri göz devindiren sinir göz devindiren sinir yaralanması göz devinimleri göz dışı göz dışı kas göz dışı kası göz dibi göz dibi gözleyimi göz dibi muayenesi göz diken göz dikeni göz dikmek göz diski göz diski ödemi göz dismetrisi göz dişi göz diyagramı göz doktorluğu göz doktorluğu ile ilgili göz doktorluğu/tedavisi ile ilgili göz doktoru göz dokusu eşdeğer dozu göz dolduran şey göz doldurmak göz donuklaşmak göz donukluğu hastalığı göz dökümleri göz dönümü göz duşu göz duşu seti göz duvarı göz duvarı rezeksiyonu göz egzersizleri göz eğitimi göz enfeksiyonu göz enjeksiyonu göz erimi göz eşeli göz etçiği göz etme göz etmek göz farı göz felci göz fiksasyon dengesizliği göz fincanı göz fobisi göz gelişimi göz genişliği göz gezdirici göz gezdirme göz gezdirmek göz göre göre göz göre göre büyük haksızlık göz göre göre kazık göz göre göre kazıklama göz göre göre soygun göz görmeyince gönül katlanır göz görür gönül ister göz göz göz göz benekli göz göz delikli göz göz olan göz göz olmak göz göze gelme göz göze gelmek göz gözü görmemek göz gözü görmez göz gözü görmüyor göz halkası göz hapsi göz hapsi süresi göz hapsinde göz hapsinde tutma koşuluyla salıverme göz hapsinde tutmak göz hapsinde tutulan kişi göz hapsine alma göz hapsine almak göz hapsine mahkûm etmek göz hareketi göz hareketleri göz hareketleri kayıt sistemi göz hareketleri monitörü göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme tedavisi göz hareketleriyleduyarsızlaştırma ve yeniden işleme göz hastalığı göz hastalıkları göz hastalıkları bilimi göz hastalıkları hastanesi göz hastalıkları ile ilgili göz hastalıkları mütehassısı göz hastalıkları uzmanı göz hekimi göz hekimliği göz hekimliği ile ilgili göz hematomu göz hipotonisi göz hizası göz hizasında göz ışıtacı göz içi göz içi basıncı göz içi basıncı değişimleri göz içi basıncının artması göz içi basınç ölçümü göz içi damlatma çözeltisi göz içi forsepsi göz içi kanaması göz içi kası göz içi lens forsepsi göz içi lens implantasyonu göz içi lens implantı göz içi lens mercek yerleştirimi göz içi lens yerleştirilmesi göz içi lensi göz içi lensler göz içi makası göz içi merceği göz içi mercekler göz içi minyatür teleskop göz içi sıvısı göz içi steroidleri göz içi tümörü göz içi ve kafa içi basınç göz içi yabancı cisim göz içi yıkama çözeltisi göz içi yıkama çözeltisi çözücüsü göz içi yıkama çözeltisi tozu göz içine uygulama göz içine uygulanan damlatma çözelti tozu ve çözücüsü göz içiyle ilgili göz ilacı göz ilaçları göz ile ilgili göz ilişkisi

1: 1 ms