Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3648görme = müşahede [öz Türkçe - eski terim]
görme = optik [öz Türkçe - eski terim]
görme = vizyon [öz Türkçe - eski terim]
GÖRME = (görme nedir; görme ne demek; görme İngilizcesi) 1. Nişandan sonra güvey annesinin, kendi akrabalarıyle kızı görmeye gelmesi. 2. Nişandan sonra hediye götürme.
GÖRME = (görme nedir; görme ne demek; görme İngilizcesi) aşırılık anlatan bir söz: «Evi görme, yüreğin yanar dediler.» -M. Ş. Esendal.
GÖRME = (görme nedir; görme ne demek; görme İngilizcesi) Görmek işi, rüyet: «İnsanın sözünün başkalarına ulaştığını, onlarla buluştuğunu görmesi gönendirici, güzel bir duygu.» -N. Meriç.
GÖRME = (görme nedir; görme ne demek; görme İngilizcesi) Göze giren ışığın doğurduğu duyumsal izlerle dış çevredeki ayrıntıların algınlanması.
GÖRME = (görme nedir; görme ne demek; görme İngilizcesi) Hizmetçi kız.
görme = add [Türkçe - Osmanlıca]
görme = basar [Türkçe - Osmanlıca]
görme = rü'yet [Türkçe - Osmanlıca]
görme = şühud [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words