• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

görünüş

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 2559

iş dünyası

görünüş = aspect [öz Türkçe - eski terim]

görünüş = eşkâl [öz Türkçe - eski terim]

görünüş = manzara [öz Türkçe - eski terim]

görünüş = zevahir [öz Türkçe - eski terim]

görünüş = çehre [öz Türkçe - eski terim]

GÖRÜNÜŞ = (görünüş nedir; görünüş ne demek; görünüş İngilizcesi) 1. Görünme işi. 2. Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey. 3. Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir: Görünüşe aldanmamalı. 4. Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara: «Van gölünün görünüşü eşsizdi.» -N. Cumalı. 5. db. Fiillerin belirttiği oluşların süresi, gelişmesi ve bitmesiyle ilgili bütün biçimleri kapsayan dil bilgisi kategorisi: Atıldı atılacak, düştü düşecek; gelmiş olmak, gidecek olmak.

GÖRÜNÜŞ = (görünüş nedir; görünüş ne demek; görünüş İngilizcesi) Bir fiildeki oluş ve kılışın zaman bakımından konuşan tarafından öznel biçimde değerlendirilmesi; fiilde, dil psikolojisine ve konuşanın kendi değerlendirmesine bağlı zaman kayması durumu: Seninle bu konu üzerinde uzun uzun tartışacağım da bir sonuç mu alacağım? cümlesindeki tartışacağım ve alacağım fiilleri şekil olarak gelecek zaman gösterdikleri hâlde, kişisel öznel bir değerlendirmenin ifadesi olan görünüş bakımından "seninle bu konuda uzun tartışmayacağım ve sonuç da alamıyacağım" şeklinde olumsuz bir anlamı yansıtmaktadır. Aşağıdaki örneklerde de kullanılan fiiller ayraç içine alınan birer zaman kaymasına uğramış bulunmaktadırlar: André Gide böyle bir zamanda peyzajlarımızı fakir ve neşesiz, sanatımızı derme çatma, insanımızı çirkin buldu (çirkin bulmuş anlamında). Takma bir «insanüstü» gözüyle etraftaki ızdıraba tiksine tiksine bakarak geçti (geçmiş anlamında) (A. H. Tanpınar, Beş Şehir, s. 157-158). Fatih'in İstanbul'da bina ettiği ilk sarayın, kitaplarda okuduğumuz satırlardan başka, bir hatırası kalmamış (kalmadı anlamında) ve enkazı kaldı ise toprak altında kalmıştır (kaldı anlamında) (Y. K. Beyatlı, Aziz İstanbul, s. 49). «Dün geceki renkli rüyamda geniş bir bahçede dolaşıyordum. Arkamda billûr gibi bir pınar var. Yanımdakilerden biri bana gümüş bir tasla su getiriyor.» parçasındaki dolaşıyorum, getiriyor fiilleri şekilce şimdiki zaman kipi oldukları hâlde, anlam bakımından geçmiş zamanı, var fiili de yine vardı anlamını vermektedir. Hasta doktora gitmiş (gitse), doktor hastaya getirilmiş (getirilse) ne fark ederdi? (Osman Çeviksoy, Tutuklu Yürek, s. 27). Ekmeklerine o sarı tereyağından sürüp yiyorlar (yediler). Henüz gün ağarmamıştır (ağarmamıştı) (Sevinç Çokum, Derin Yara, s. 110). vb.

GÖRÜNÜŞ = (görünüş nedir; görünüş ne demek; görünüş İngilizcesi) Bir nesnenin öze ilişkin olmayan ikincil özellikleri.

GÖRÜNÜŞ = (görünüş nedir; görünüş ne demek; görünüş İngilizcesi) Bir nesnenin, bir olayın duyu örgenleriyle doğrudan doğruya algılanan dışsal yönleri.

GÖRÜNÜŞ = (görünüş nedir; görünüş ne demek; görünüş İngilizcesi) En çok İslav dillerinde eylemin bitmiş veya bitmemiş olduğunu göstermek üzere fiillerde görülen şekil farkı.

GÖRÜNÜŞ = (görünüş nedir; görünüş ne demek; görünüş İngilizcesi) Sarayın merasim salonu.

görünüş = mahzar [Türkçe - Osmanlıca]

görünüş = manzar [Türkçe - Osmanlıca]

görünüş = zâhir [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

adaleli görünüş adi görünüş aldatıcı dış görünüş aldatıcı görünüş alt görünüş alttan görünüş anlık görünüş arka görünüş arkadan görünüş aydınlık görünüş aynalı görünüş aynalı lifli görünüş aynı görünüş batıdan görünüş benekli görünüş bireysel görünüş bölümsel görünüş canlıların tüm dış görünüş özellikleri cepheden görünüş çekici görünüş dalgalı görünüş dış görünüş dış görünüş (aldatıcı) dış görünüş olarak dıştan görünüş dramatik görünüş düzme görünüş edilgen görünüş eğik veya yatık görünüş endişeli görünüş engin görünüş enine kesitteki görünüş etken görünüş ettirgen görünüş fantom görünüş fotoğraflarla elde edilen genel görünüş genel görünüş girişmeli görünüş gördıl görünüş görünüş açısı görünüş aldatıcıdır görünüş değişikliği görünüş değiştirici görünüş etkisi görünüş geçerliği görünüş geçerliliği görünüş hatası görünüş itibariyle görünüş olarak görünüş oranı görünüş resmi görünüş ve kafa itibarile görünüş yanıltıcıdır görünüş yönünden üstün türler gümüşi lifli görünüş güneyden görünüş güzel görünüş havadan görünüş huzursuz görünüş iç görünüş içerden görünüş kabartma görünüş karşıdan görünüş kesintisiz görünüş kesit görünüş kılmış görünüş kısa görünüş kısmi görünüş koyu gri görünüş kötü bir dış görünüş kuş bakışı görünüş kuşbakış görünüş kuşbakışı görünüş kuzeyden görünüş modern görünüş nicelemeli görünüş noktalı görünüş ondüleli görünüş ön görünüş önden görünüş öz ve görünüş parçaları dağılmış görünüş perspektif görünüş plan görünüş planda görünüş radyal görünüş rustik görünüş vermek rüstik görünüş vermek sahte görünüş sahte ya da aldatıcı görünüş seyir yerinden görünüş sonlanmalı görünüş sökülmüş görünüş söz dizimlik görünüş sözlüklük görünüş sözlüksel görünüş suçsuz görünüş teğet kesitteki görünüş tepeden görünüş uçtan görünüş üç boyutlu görünüş üst görünüş üstten görünüş yalancı görünüş yan görünüş yandan görünüş yanıltıcı görünüş yarım görünüş yarım yamalak görünüş yatık görünüş yatık ondüleli görünüş yaygın görünüş yinelemeli görünüş züppe görünüş

1: 1 ms