Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 5318SARSINTI = (sarsıntı nedir; sarsıntı ne demek; sarsıntı İngilizcesi) 1. Sarsılma işi, birden sallanma: «Bu sarsıntı ile başından fırlayıp yerde tekerlenen kasketini kovaladı, tekrar başına geçirdi.» -H. Taner. 2. Titreme, titreyiş: «Omuzlarının sarsıntısı gittikçe azaldı.» -Y. Atılgan. 3. Deprem. 4. Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri: İkinci sarsıntıda evlerin tümü yıkıldı. 5. mec. Bir kişi, toplum, kurum veya kuruluşun dengesini etkileyen, beklenmedik olumsuz değişiklik: «Bu olgunluğa erişen toplumlar ise her türlü sarsıntıları en az zararla atlatırlar.» -N. Cumalı. 6. ruh b. Canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan durum, sadme, travma.
SARSINTI = (sarsıntı nedir; sarsıntı ne demek; sarsıntı İngilizcesi) Kişide kazalarla kimi ilâç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel ya da coşkusal nitelikteki, birdenbire gelişen karmaşık belirtiler.
sarsıntı = kommosyo [öz Türkçe - eski terim]
sarsıntı = komosyo [öz Türkçe - eski terim]
sarsıntı = konküsyon [öz Türkçe - eski terim]
sarsıntı = konküzyon [öz Türkçe - eski terim]
sarsıntı = travma [öz Türkçe - eski terim]
sarsıntı = şok [öz Türkçe - eski terim]
sarsıntı = tezelzül [Türkçe - Osmanlıca]
sarsıntı = zilzâl [Türkçe - Osmanlıca]