İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 20617 HARDEN = ['ha: dın] verb
1 sertleşmek, katılaşmak * eşanlamlı : solidify, petrify, compact
İngilizce örnek : The glue hardens quickly.
Türkçe çevirisi : Tutkal çabucak sertleşir.
İngilizce örnek : The Prime Minister’s attitude hardened remarkably.
Türkçe çevirisi : Başbakanın tutumu bariz derecede sertleşti.
2 sertleştirmek * eşanlamlı : solidify, petrify * karşıtanlamlı : soften
İngilizce örnek : His hands had been hardened by work in the fields.
Türkçe çevirisi : Tarlalarda çalışmaktan elleri sertleşti.