• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

alışmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1682

eylem / verb 2

alışmak = adapte olmak [öz Türkçe - eski terim]

ALIŞMAK = (alışmak nedir; alışmak ne demek; alışmak İngilizcesi) 1. Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek: «Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım.» -E. İ. Benice. 2. Yadırgamaz duruma gelmek: «Dar ve alıştığımız çerçeve içinden çıkmak bizi şaşırtacağı için onu istemeyiz.» -A. H. Çelebi. 3. Uyar duruma gelmek, intibak etmek: «Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor.» -N. Araz. 4. Sürekli ister olmak, bağımlılık kazanmak: Tütüne alışmak. İlaca alıştı. 5. Bağlanmak, ısınmak: «Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu.» -A. H. Tanpınar. 6. Evcilleşmek, ehlîleşmek. 7. (nsz) Tutuşmak, yanmaya başlamak.

ALIŞMAK = (alışmak nedir; alışmak ne demek; alışmak İngilizcesi) 1. Tutuşmak, yanmaya başlamak: Soba alışadursun, gel iki lâf edelim. 2. Ağaç veya demir, yontuk yerlerinde birbirine uygun gelmek, intibak etmek: Şu iki tahtayı bir birine alıştır. 3. Suyu emerek tavlı hale gelmek: Ekmeği sulayın da alışsın.

ALIŞMAK = (alışmak nedir; alışmak ne demek; alışmak İngilizcesi) Alevlenip tutuşmak.

ALIŞMAK = (alışmak nedir; alışmak ne demek; alışmak İngilizcesi) Karşılıklı alıp vermek, hep birden almak.

alışmak = ülfet etmek [Türkçe - Osmanlıca]

alışmak = ünsiyyet kesb etmek [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

1: 0 ms