• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

tarama

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 8428

denizcilik

elektrik

iletişim

madencilik

metalbilim

parapsikoloji

televizyon

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) 1. Taramak işi. 2. Balık yumurtası ile yapılan bir tür meze: «Tuzlu bademler, fıstıklar, fındıklar, kızarmış sucuklar, küçük börekler, tarama gibi şeylerden çimleniyorum.» -B. Felek. 3. sf. Gölgeleri yol yol ve çizgi çizgi olan (resim, harita).

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) Bir bölgenin veya nüfusun özel bir amaç için ayrıntılı muayenesi.

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) Cyprinidae familyasından olan sazan balığının yumurtalıklarının temizlenmesi, koruyucu katkı maddeleri eklenmiş tuzla salamura edilmesi, yarım fıçılara bir kat tuz, bir kat yumurtalık yerleştirilerek bir hafta bekletilmesi, tuzlu ve kanlı sularının süzülmesinden sonra ikinci kez fıçıya, yukarıda belirtildiği biçimde istiflenerek salamura edilmesiyle elde edilen havyar, sazan havyarı.

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) Herhangi bir şeyi, bir durum ya da aracın kapsamına almak ya da çıkarmak ereğiyle yapılan seçme ya da saptama işlemi.

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) Hızlıca çift yönlü penalama.

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) Özel uygulamalarda, fırın dışından özel başlıklı aygıtlarla yapılan ısıtma, su verme, indüklemli ısıl işlem gibi ısıl işlemlerde, parçanın ya da başın, parçanın üzerinde gezdirilmesi işlemi.

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) Sazan balığının havyarı.

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) Televizyonda yayınlanmak üzere oluşturulan bir görüntüyü ince bir ışık demeti ile süpürerek, bir akımmıknatıssal dalgayı kipleyecek resme uygun imlemler elde etme.

TARAMA = (tarama nedir; tarama ne demek; tarama İngilizcesi) TV. Bir elektron demetinin, alıcıda merceğin verdiği resmi çözümlemek, almaçta aynı resmi oluşturmak için, birincisinde ereği, ikincisinde görüntülüğü düzenli biçimde dolaşması.

tarama = scan [öz Türkçe - eski terim]

tarama = scanning [öz Türkçe - eski terim]

tarama = sintigrafi [öz Türkçe - eski terim]

tarama = sürvey [öz Türkçe - eski terim]

tarama = sürvi [öz Türkçe - eski terim]

TARAMA = Çevrenin, denizin ve kıyı şeridinin korunması ilkesini gözeterek, her türlü kıyı altyapı tesisi, kıyı yapısı, deniz yapısı ve iç su yapısı, emniyetli su yollarının, yanaşma kanallarının, iki kıyıyı birbirine bağlayan kanal/su yolunun oluşturulması, kıyı alanlarındaki ve iç sulardaki şev erozyonunun önlemesi ve ıslahı, deniz ve iç sularda mevcut su derinliğinin muhafazası/artırılması gibi benzer işlere esas olabilecek malzemenin mekanik-hidrolik gibi yöntemlerle bulunduğu yerden başka bir yere; denizden denize, denizden karaya, iç sularda sudan suya, sudan karaya, kanal açma gibi faaliyetlerde karadan karaya tarama vasıtaları aracılığıyla nakli işlemi.

TARAMA = Sondaj kuyularının genişletilmesi için kuyu cidarının özel matkapla genişletilmesi ve temizlenmesi.

TARAMA = Kürk-süet derilerin yüzeyindeki tüyleri açmak için derilere uygulanan işlem.

1: 0 ms