Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 6394SUSUZ = (susuz nedir; susuz ne demek; susuz İngilizcesi) 1. Suyu olmayan, suyu bulunmayan: «Bir kadeh rakıyı susuz ve bir hamlede içti.» -P. Safa. 2. Suyu çok az olan: Susuz portakal. 3. Yağmursuz, kurak geçen: Susuz bir yaz. 4. Susamış olan: «Koca bir tarihin tutuştuğu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz.» -F. R. Atay. 5. zf. Su olmadan: «İçiyor, hiç durmadan içiyordu denizi / Bu içiş asırlarca susuz bıraktı bizi» -F. N. Çamlıbel.
SUSUZ = (susuz nedir; susuz ne demek; susuz İngilizcesi) Örüt yapısındaki tüm suyunu yitirmiş özdek.
susuz = anhidre [öz Türkçe - eski terim]
susuz = anhidroz [öz Türkçe - eski terim]
susuz = anhidröz [öz Türkçe - eski terim]
susuz = atşân [Türkçe - Osmanlıca]
susuz = teşne [Türkçe - Osmanlıca]