• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

sorry

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 3147

sıfat / adjective 3

SORRY = ['sori] adjective
1 üzgün; affedersiniz * eşanlamlı : sad, distressed, sorrowful, unhappy
İngilizce örnek : I am sorry if I offended your sister.
Türkçe çevirisi : Kız kardeşinizi kırdıysam üzgünüm (affedersiniz).
İngilizce örnek : I'm sorry for being late.
Türkçe çevirisi : Geç kaldığım için üzgünüm. (Affedersiniz geç kaldım.)
İngilizce örnek : I'm sorry I didn't come on time.
Türkçe çevirisi : Affedersiniz vaktinde gelemedim.
İngilizce örnek : I'm sorry I interrupted you.
Türkçe çevirisi : Affedersin, sözünü kestim.
İngilizce örnek : I'm sorry I kept you waiting.
Türkçe çevirisi : Affedersin, seni beklettim.
İngilizce örnek : I'm sorry that you didn't pass the test.
Türkçe çevirisi : Testi geçemediğine üzüldüm.
İngilizce örnek : Sorry I'm late, I had to post some letters.
Türkçe çevirisi : Affedersiniz geç kaldım, birkaç mektup postalamak zorunda kaldım.
İngilizce örnek : 'My husband had an accident last night.' 'I'm sorry to hear that.'
Türkçe çevirisi : 'Kocam dün gece kaza geçirdi.' 'Bunu duyduğuma üzüldüm.'
2 pişman * eşanlamlı : apologetic, penitent, regretful, repentant, shamefaced
İngilizce örnek : He was sorry for what he had said to her.
Türkçe çevirisi : Ona söylediklerinden dolayı pişmandı.
İngilizce örnek : He was sorry that he shouted at the kids.
Türkçe çevirisi : Çocuklara bağırdığına pişman oldu.
¤ conjunction
1 affedersiniz, özür dilerim, maalesef
İngilizce örnek : Sorry, but I can't come to the party next week.
Türkçe çevirisi : Affedersiniz, ama gelecek hafta partiye gelemem.
İngilizce örnek : Sorry, but you're not allowed to wait here.
Türkçe çevirisi : Affedersiniz ama burada bekleyemezsiniz.
İngilizce örnek : Sorry, I'm busy at the moment.
Türkçe çevirisi : Özür dilerim, şu anda meşgulüm.
İngilizce örnek : I'm sorry, but I've forgotten your name.
Türkçe çevirisi : Özür dilerim, ama adınızı unuttum.
2 pardon, efendim, buyur
İngilizce örnek : 'I have eaten sea cucumber.' 'Sorry, sea what?'
Türkçe çevirisi : 'Deniz hıyarı yedim.' 'Pardon, deniz nesi?'
3 pardon
İngilizce örnek : This is the third, sorry, fourth time I am taking the driving test.
Türkçe çevirisi : Sürücü sınavına bu üçüncü, pardon, dördüncü girişim.
* be sorry (for) = üzgün olmak, üzülmek
* feel sorry (for) = (-e) acımak, için üzülmek
İngilizce örnek : I felt really sorry for him.
Türkçe çevirisi : Ona gerçekten acıdım.
İngilizce örnek : We felt sorry for the victims of the flood.
Türkçe çevirisi : Sel kurbanlarına (selzedelere) üzüldük.

1: 0 ms