Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 6034KURCALAMAK = (kurcalamak nedir; kurcalamak ne demek; kurcalamak İngilizcesi) 1. Ellemek, karıştırarak bakmak: Radyoyu kurcalayıp iyice bozdu. 2. Sivri bir şey sokup karıştırarak zorlamak: Kilidi kurcalamışlar. 3. Karıştırıp azdırmak, tahriş etmek: Çıbanı kurcalamamalı. 4. mec. Meşgul ve rahatsız etmek: «Bu sorunun cevabı zihnimi bir hayli kurcalayıp durmuştur.» -H. Taner. 5. mec. Bir konuyu araştırmak, üstünde durmak, eşelemek: «Kurcalamazsam belki de çok iyi hazırlanmış bir senaryoyu bana gerçek diye yutturacak.» -A. Ümit.