• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

ease

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 3467

edebiyat

EASE = [i: z] noun
rahatlık, kolaylık, rahat, huzur * eşanlamlı : facility, readiness, easiness, comfort, relief, relaxation, peace, quiet, rest * karşıtanlamlı : difficulty, trouble; disquiet
¤ verb
1 hafifletmek, dindirmek, yatıştırmak * eşanlamlı : soothe, alleviate, relieve, comfort, appease, still, calm, lessen, reduce, diminish, lighten * karşıtanlamlı : aggravate
İngilizce örnek : The chairman's funny joke eased the tension in the room.
Türkçe çevirisi : Başkanın komik esprileri odadaki tansiyonu hafifletti.
İngilizce örnek : This will ease your mind.
Türkçe çevirisi : Bu senin kafanı sakinleştirir.
2 azalmak, dinmek
3 yavaşlatmak
* with ease = kolayca
İngilizce örnek : He is very smart; I believe he will pass the exam with ease.
Türkçe çevirisi : O çok zeki, kolayca sınavı geçeceğine inanıyorum.
* (be/feel) at (your) ease = kendini rahat hissetmek, rahat etmek
İngilizce örnek : I never feel at ease in our chief's office.
Türkçe çevirisi : Başkanımızın bürosunda kendimi hiç rahat hissetmiyorum.
İngilizce örnek : He felt at ease while giving his speech.
Türkçe çevirisi : Konuşmasını yaparken kendini rahat hissetti.
İngilizce örnek : I'm at ease with my new job.
Türkçe çevirisi : Yeni işimde rahatım.
* ease off = hafiflemek, azalmak
İngilizce örnek : I'm waiting for the traffic to ease off.
Türkçe çevirisi : Trafiğin hafiflemesini bekliyorum.

ilgili sözler / related words

1: 0 ms