Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 6373bolluk = bereket [öz Türkçe - eski terim]
bolluk = kesret [öz Türkçe - eski terim]
bolluk = pletore [öz Türkçe - eski terim]
bolluk = refah [öz Türkçe - eski terim]
BOLLUK = (bolluk nedir; bolluk ne demek; bolluk İngilizcesi) 1. Bol olma durumu: Eteğin belinde bir bolluk var. 2. Parasal bakımdan rahatlık: «Hep eski bolluk zamanlarında yapılmış büyük vezir konaklarına rastlanırdı.» -A. Ş. Hisar. 3. Fazlalık: «Öteden beri dergileri kaplayan şiir bolluğundan ürkerim.» -N. Cumalı. 4. Her şeyin bol olduğu yer.
BOLLUK = (bolluk nedir; bolluk ne demek; bolluk İngilizcesi) Evrende kimyasal öğelerin dağılımı; evrenin ya da güneş gibi belirli bir yıldızın ortalama kimyasal bileşimi.
BOLLUK = (bolluk nedir; bolluk ne demek; bolluk İngilizcesi) Gerekli bütün malların sıkıntıya düşülmeksizin elde edilebileceği iktisadi durum.
BOLLUK = (bolluk nedir; bolluk ne demek; bolluk İngilizcesi) Gözlem veya örnekleme alanında bulunan bir türe ait bireylerin sayısal durumu, abundans.
BOLLUK = (bolluk nedir; bolluk ne demek; bolluk İngilizcesi) Her bir hücrede bulunan belli bir mRNA molekülü ortalama sayısı. Abundans.
bolluk = bereket [Türkçe - Osmanlıca]
bolluk = feyiz [Türkçe - Osmanlıca]
bolluk = feyz [Türkçe - Osmanlıca]
bolluk = kesret [Türkçe - Osmanlıca]
bolluk = mebzûliyet [Türkçe - Osmanlıca]
bolluk = refâh [Türkçe - Osmanlıca]
bolluk = vufûr [Türkçe - Osmanlıca]
bolluk = vüfûr [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words