Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1043BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) 1. Baş ve gövdeyi birleştiren kısım. 2. Birçok sestod da skoleksle strobila arasında halkalanmanın olmadığı kısım.
boyun = collum [öz Türkçe - eski terim]
boyun = gerdan [öz Türkçe - eski terim]
boyun = jügüler [öz Türkçe - eski terim]
boyun = serviks [öz Türkçe - eski terim]
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) 1. anat. Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi: «Ellerini bu defa, boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi.» -A. İlhan. 2. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. 3. coğ. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer. 4. Üzeri: «Günahı söyleyenlerin boynuna, derler ki bu iki genç birbirlerini küçükten beri sevmişler de öyle nişanlanmışlar.» -Y. K. Karaosmanoğlu.
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) 1. Dağ sırtı. 2. Dağın geçit veren yeri.
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) 1. Kefil. 2. Deve boynu denilen gerdanlık.
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) Bir hayvanın baş ve gövdesini birleştiren bölge.
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) Genç dağlık kümelerde, dorukları birbirinden ayıran, yüksek ve kimileri ulaşıma elverişli olmayan geçitler.
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) Tomruk.
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) TV. Almaç ışıtacının koni biçimindeki bölümünden sonra gelen ve tarayıcı demetin oluşmasını sağlayan; artıuç, elektron topu, Wenhelt borusunun yer aldığı ince bir boruyu andıran bölümü.
BOYUN = (boyun nedir; boyun ne demek; boyun İngilizcesi) Üst, uhde: Günahı senin boynuna.
boyun = gerden [Türkçe - Osmanlıca]
boyun = yâl [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words