• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

çaresiz

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 4202

çaresiz = ister istemez [eski terim - öz Türkçe]

çaresiz = onulmaz [eski terim - öz Türkçe]

çaresiz = umarsız [eski terim - öz Türkçe]

çaresiz = biçare [öz Türkçe - eski terim]

çaresiz = naçar [öz Türkçe - eski terim]

ÇARESİZ = (çaresiz nedir; çaresiz ne demek; çaresiz İngilizcesi) 1. Çaresi bulunmayan, onulmaz: «Çaresiz derdimi oğlana anlatıp dükkâna döndüm.» -A. Ümit. 2. Çare bulamayan (kimse), biçare: «Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu.» -Ö. Seyfettin. 3. zf. Çıkar yol bulamayan bir biçimde: «Birdenbire kendini o kadar çaresiz hissetti ki oradan uzaklaşıp bir sütunun dibine çökerek ağlamaya başladı.» -İ. O. Anar. 4. zf. İster istemez: «İkinci seçeneğin düşüncesi bile sinirlerini alt üst etmeye yettiğinden, çaresiz birinci yolu seçti.» -E. Şafak.

çaresiz = bîçâre [Türkçe - Osmanlıca]

çaresiz = çârnâçâr [Türkçe - Osmanlıca]

çaresiz = lâmehâle [Türkçe - Osmanlıca]

çaresiz = nâçâr [Türkçe - Osmanlıca]

çaresiz = şikestebâl [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

1: 0 ms