• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

warm

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1984

avcılık

WARM = [wo: m] adjective
1 sıcak; ılık * eşanlamlı : hot, heated, tepid, lukewarm * karşıtanlamlı : cold, cool
İngilizce örnek : The water is warm.
Türkçe çevirisi : Su sıcaktır.
İngilizce örnek : I love these warm summer nights.
Türkçe çevirisi : Bu ılık yaz gecelerine bayılıyorum.
İngilizce örnek : The weather became warmer.
Türkçe çevirisi : Hava daha sıcak oldu.
2 sıcak tutan
İngilizce örnek : I need a warm coat for winter.
Türkçe çevirisi : Kış için sıcak tutan (kalın) bir paltoya ihtiyacım var.
3 içten, candan, dostça * eşanlamlı : friendly, affable, cordial, amiable, genial, tender, warm-hearted, sympathetic * karşıtanlamlı : cold
¤ verb
1 ısıtmak * eşanlamlı : heat * karşıtanlamlı : cool
İngilizce örnek : I'm sorry, but my meal is cold, could you please warm it up for me?
Türkçe çevirisi : Affedersiniz ama yemeğim soğuk, lütfen onu benim için ısıtır mısınız?
2 ısınmak
* warm to/towards = kon. 1 sevmeye başlamak, hoşlanmak, ısınmak
2 ilgilenmek, ilgilenmeye başlamak
* warm up = 1 ısınmak
İngilizce örnek : It will start warming up at the beginning of April.
Türkçe çevirisi : Nisanın başında havalar ısınmaya başlayacak.
İngilizce örnek : Remember to warm up before you start exercising.
Türkçe çevirisi : İdmana başlamadan önce ısınmayı unutma.
İngilizce örnek : At first I thought the idea was silly, but I soon warmed up to it.
Türkçe çevirisi : İlkin fikrin aptalca olduğunu düşündüm, ama çok geçmeden fikre ısındım.
2 ısıtmak

WARM = (warm nedir; warm Türkçesi) Yeterli veya orta derecede ısıya sahip olan veya; dışarıya ısı transfer edebilecek durumda olan. Sıcak kavramı, soğuk ile sıcak arasında göreceli bir kavramdır. Meteorolojide bir hava parseline "sıcak" denmesindeki temel ölçüt diğer hava parselinin ona göre "soğuk" olmasıdır.

1: 0 ms