Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 6459SULANMAK = (sulanmak nedir; sulanmak ne demek; sulanmak İngilizcesi) 1. Sulama işi yapılmak: «Sulandıkça canlanan bir nergise gösterilebilecek özenle yaralarını sardı onun.» -R. Mağden. 2. Sulu duruma gelmek: «Geceye doğru kar sulanıyor ve gevşiyor.» -A. İlhan. 3. Suyu çoğalıp yoğunluğu azalma: Kanı sulandı. 4. Göz yaşarmak: «Otomobilde bir şey kaçtığı için durmadan gözü sulanıp akıyor.» -R. N. Güntekin. 5. mec. Ciddiyetini, ağırlığını kaybetmek. 6. (-e) argo İmrendiğini açığa vurmak: Bizim çiçeklere sulandı. 7. (-e) argo Birine karşı duyulan cinsel isteği kendisine sezdirmek, yeşillenmek.
SULANMAK = (sulanmak nedir; sulanmak ne demek; sulanmak İngilizcesi) Semirmek, güzelleşmek, gelişmek.
SULANMAK = (sulanmak nedir; sulanmak ne demek; sulanmak İngilizcesi) Su tedarik etmek, su almak, su ihtiyacını gidermek.