• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

red

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 594

RED = [red] adjective
1 kırmızı
İngilizce örnek : Strawberries are red.
Türkçe çevirisi : Çilekler kırmızı olur.
İngilizce örnek : Her lips are red.
Türkçe çevirisi : Onun dudakları kırmızı.
2 (saç) kızıl
İngilizce örnek : He has red hair.
Türkçe çevirisi : Kızıl saçları var.
3 (cilt) pembe
* Red Crescent = Kızılay
İngilizce örnek : Red Crescent helps people in need.
Türkçe çevirisi : Kızılay muhtaç insanlara yardım eder.
* Red Cross = Kızılhaç
İngilizce örnek : We gave ten pounds to the Red Cross.
Türkçe çevirisi : Kızılhaça on paund verdik.
* Red Indian = Kızılderili
* red tape = bürokrasi, kırtasiye(cilik)
İngilizce örnek : Red tape and bureaucracy slow down charitable work.
Türkçe çevirisi : Kırtasiye ve bürokrasi yardım çalışmasını yavaşlatıyor.
* see red = tepesi atmak, gözü dönmek
İngilizce örnek : When Tom told me I had been dismissed, I saw red.
Türkçe çevirisi : Tom işten atıldığımı söyleyince tepem attı.

1: 0 ms