Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3527KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) 1. Geçimsiz, idaresiz. 2. bk. kızık (I). 3. Genç, toy, bilgisiz. 4. Tembel, iş görmez.
KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) 1. İş bilmez, tembel. 2. Öfkeli, sinirli.
KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) 1. Parlak kırmızı renk. 2. sf. Bu renkte olan: «Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta» -A. Haşim. 3. sf. mec. Aşırı derecede olan: «Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu.» -F. R. Atay. 4. mec. Komünist. 5. tıp Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. 6. hlk. Altın.
KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) Akciğer.
KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) Altın.
KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) Kasıkta çıkan bir çeşit çıban.
KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) Kızıl renkli küçük küp.
KIZIL = (kızıl nedir; kızıl ne demek; kızıl İngilizcesi) Öfkeli, sert, kırıcı.
kızıl = scarlet [öz Türkçe - eski terim]
kızıl = ahmer [Türkçe - Osmanlıca]
kızıl = hamrâ [Türkçe - Osmanlıca]
kızıl = sürh [Türkçe - Osmanlıca]