Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4636KIZGIN = (kızgın nedir; kızgın ne demek; kızgın İngilizcesi) 1. Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış: «Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur.» -C. Meriç. 2. Eş arayan (hayvan): Kızgın bir boğa. 3. mec. Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir: «Bir gün odama kızgın bir ihtiyar girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama.» -A. Kulin. 4. mec. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli: «Çok kızgın bir fikir çarpışmasının üzerine gelmişim, kulak kesildim.» -İ. H. Baltacıoğlu.
KIZGIN = (kızgın nedir; kızgın ne demek; kızgın İngilizcesi) Genellikle sıvısınının kaynama noktasından çok yüksek sıcaklığa ısıtılmış gaz ya da buharın niteliği.
KIZGIN = (kızgın nedir; kızgın ne demek; kızgın İngilizcesi) Sıvısının kaynama noktasından çok yüksek sıcaklığa ısıtılmış sıvı veya buharın niteliği.
kızgın = hiddetli [öz Türkçe - eski terim]
kızgın = hostil [öz Türkçe - eski terim]
kızgın = âteşî [Türkçe - Osmanlıca]
kızgın = hârr [Türkçe - Osmanlıca]
kızgın = jiyân [Türkçe - Osmanlıca]
kızgın = tefte [Türkçe - Osmanlıca]